Abbas Satır

Tarih: 20.07.2025 16:54

ÇANKAYA’NIN GENÇ BAŞKANINA SESLENİYORUM

Facebook Twitter Linked-in

 

Bir zamanların meşhur tekerlemesiyle başlamak istiyorum:

“Ağaç nerede? – Balta kesti.
Balta nerede? – Suya düştü.
Su nerede? – İnek içti.
İnek nerede? – Dağa kaçtı.
Dağ nerede? – Yandı, bitti, kül oldu!”

 

Edebiyatımızın bu ironik tekerlemesini hepimiz biliriz. Anlamı nettir: Sorumluluk zincirinde herkes topu bir başkasına atar. Sonunda ortada ne çözüm kalır ne de sorumluluk.

 

İşte geçen hafta Çankaya Birlik Mahallesi’nde kurulan Perşembe pazarı deneyimim tam da bu zincirin somut bir örneği oldu.

 

Her Perşembe, Çankaya Birlik Mahallesi’nde kurulan semt pazarından evimin sebze-meyve ihtiyacını karşılarım. Son alışverişimde, içime bir kuşku düştü. Ürünlerin tartımından şüphe duydum. Pazarcıya “Bunları yeniden tartar mısınız?” demeye de çekindim. Yanlış anlaşılır, tatsızlık çıkar diye düşündüm.

 

Bunun yerine belediyeye ait bir denetim tartısı olup olmadığını araştırdım. Ancak koskoca pazarda böyle bir tartı göremedim. Çözümü, her zaman alışveriş yaptığım ama bu sefer ürün almadığım tanıdık bir pazarcıya gidip rica etmekte buldum.

 

Ama cevabı oldukça düşündürücüydü:

 

Abi, pazarcı pazarcının sattığını tartmaz. Tartarsa, kavga çıkar.”

 

Çözüm bulma umuduyla pazardaki zabıta noktasına gittim. İçeride sivil bir görevli ve üç zabıta vardı. Aramızda aynen şu konuşma geçti:

 

– Belediyenin denetim tartısı nerede?

– Tartının pili bitti, kaldırdık. Güneş çabuk bitiriyor pili.

– Yedek piliniz yok mu?

– Siz pazara kaçta geldiniz?

– İş çıkışı, akşama doğru. Ne fark eder?

– Geç gelmişsiniz, erken gelseydiniz tartı çalışıyordu.

– Pili biten tartı şimdi nerede? Görmek istiyorum.

– Merkeze gönderdik.

 

Evet, yanlış duymadınız. Kamu hizmeti veren bir belediyenin tartısı "pili bittiği için" kaldırılmış. Dahası, çözüm üretmek yerine vatandaşın "daha erken gelmesi" tavsiye ediliyor.

 

Bu yaşadıklarım ne bir şaka ne de abartı. Diyalog birebir bu şekilde gerçekleşti.

 

Gazeteci kimliğimi söyleyince zabıta görevlilerinin tavrı değişti. Ama önemli olan o değil. Önemli olan oraya gelen diğer vatandaşlara nasıl davranıldığı. Onların da bir denetim hakkı yok mu?

 

Şimdi buradan, Çankaya’nın genç Belediye Başkanı’na seslenmek istiyorum: 24 Mart yerel seçimlerinde size oy verdim. Bu nedenle söz hakkım olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta siz de Perşembe pazarı ziyaretindeydiniz. Esnafla konuştunuz, sosyal medyada şu mesajı paylaştınız:

 

“Söz verdiğimiz gibi, Çankaya’da komşularımızın arasında olmaya ve semt pazarlarımızı gezmeye devam ediyoruz. Pazarda yankılanan pahalılık, halkımızın ana gündemi.”

 

Elbette halkın gündemi pahalılık. Ama o yankılanan sesin içinde vatandaşın sahipsizliğini de duydunuz mu?

 

Belediyenin tartısının pili bitmişse, pazarcının kullandığı tartının doğru çalışıp çalışmadığını kim denetleyecek?

 

Bazı tezgâhlarda kullanılan tartıların ekranı görünmüyor, rakamlar seçilmiyor. Tartıların ne kadar doğru çalıştığını kim denetliyor?

 

Belediyeye ait denetim tartısı bile çalışmazken…

Artık maaşlar değil, nefesler yetersiz

Sayın Başkan, halk artık “maaşıyla” değil, “nefesiyle” pazarda tutunmaya çalışıyor.

Fiyatlara bakıp, elleri boş dönen nice insan var.

Pazar gezmekle, sorunları yalnızca dinlemekle bu iş çözülmüyor.

Gerçekten görmek, hissetmek ve çözüm üretmek gerekiyor.

 

Küçük bir tartı bile, iyi yönetilemeyince vatandaşın güvenini sarsıyor.

 

Çankaya halkı sizden genç, dinamik ve çözüm odaklı bir yönetim bekliyor.

 

Sözle değil, icraatla…

 

Sosyal medya mesajlarıyla değil, gerçek adımlarla…

 

Sayın Başkan, küçük bir tartının bile bir sorun haline gelmesi düşündürücü.

 

Sizden, sadece pazar gezileri değil, o pazarlarda yaşanan gerçek sorunlara da çözüm üretmenizi bekliyoruz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —