Yaklaşık bir asır önce binlerce kadın, erkek ve çocuğun kanı ile kurtarıldı bu topraklar. Bu gün ise yine bu topraklarda binlerce insan can verdi, şanlı bir zafer ile kazanılmış toprakların altında kaldı. Ve o gün savaştığımız tüm ülkeler bu gün kurtarmak için yardıma geldiler.
Kabul ediyorum çok büyük bir deprem vurdu ülkemizi ama bu canların hepsini deprem almadı. Bizim aç gözlülüğümüz aldı canları. Daha çok kâr elde etmek isteyen müteahhitler, arazisi daha değerli olsun beklentisi ile çarpık yapılaşmaya göz yumanlar, falanca büyüğe iyi görünmek için her istenilene evet diyen yetki sahipleri. Ve daha aklıma gelmeyen ahlaki çöküşümüzün bir çok figüranı nedeniyle can kayıpları bu kadar yüksek oldu. Artık “Vatan, Millet, Sakarya” sosyal medyada paylaşılan birer ütopya haline geldi. Kurtuluş savaşında vatan için savaşan Türk Milleti değiliz artık. Bunu bu depremde de gördük, bundan önceki depremde de. Hatta deprem olunca yağma yapılırken, fırsat bu fırsat deyip ekmeğin, suyun fiyatını üçe çıkartırken, ne zaman kriz olsa bunu fırsat olarak görürken de gördük. Dolar yükselince stok yapan marketlerde gördük, ev kiralarını fahiş oranda artıran ev sahiplerinde gördük, işçinin emekçinin parasın göz diken patronlarda gördük.
Gördük oğlu gördük te hala ders almadık. Zamanında ülkemizi işgal etmeye gelen ülkeler bu gün bize yardım ediyorlar. Onlar farkında artık kurtuluş savaşındaki inanca ahlaka erdeme sahip bir millet olmadığımızı. Bu gün kendi kendimize yaptığımız düşmanlığı, hiçbir ülkenin yapamayacağının farkında. Her felaket olduğunda bu bize ders olsun bir daha böyle bir şey yaşamayacak diyoruz ama yine vicdan kefesinde ahlakımız yerine yine cüzdanlarımız öne çıkıyor.
Bu kelimeleri yazmak inanın canımı çok yakıyor ama kendi kendimize vicdan muhasebesi yapalım. Bir konuda kazanç sağlamak için hiç araya birini sokup sokmadığımızı düşünelim. Bir iş için, ihale için, hibe için. Deprem sırasında herkes canıyla uğraşıyor sen neden bahsediyorsun diyenleri duyar gibiyim. Depreme, sele, doğal afete engel olmayız ama bunlar olduğunda bizi koruyacak etik tedbirleri yapmak bizim elimizde. 6 Şubat’taki deprem kaçınılmaz bir olay fakat şehirlerimizdeki yapılar sağlam olsaydı bu gün belki can kaybı yüzde biri kadar olurdu.
Televizyonlara bakamıyorum, felaketin boyutuna yüreğim dayanmıyor. Geçmiş olsun ve başın sağ olsun Türkiye’m. Ama vicdanımızdaki büyük depreme artık dur diyelim ki son kez bir doğal afetten vicdan azabı.
Güvende ve Esen kalın….