İnançların, ideolojilerin ve korkuların işgali altında kalan VİCDAN’ların, ADALET dağıtması zorun ötesinde imkânsızdır. Yargı ve eğitim bunlardan arınmadıkça, toplumlar adaleti ve geçek EĞİTİMİ bulamaz. Türkiye’de çoğunlukla bu konuda bahtsız bir ülkedir.
DEVLET ’in farklılıklar arasında hakemlik görevini adil şekilde, yapmaması Türkiye’mizin yüzyıllardır çektiği acıların asıl kaynağı olmuştur. Sistem, yasa, anayasa, batı, doğu, iç, dış düşman yaygarası ve bahanesi siyasilerin küçücük oy menfaatlerinden kaynaklanmaktadır.
Ne yazik ki inançların, ideolojilerin ve korkuların, toplumun huzurunu bozacak şekilde uygulanmasının adı değiştirilerek aman ha biz olmazsak, komünizm, faşizm, dinsizlik, kapitalizm gelir korkutmalarıyla toplum siyasal anlamda şekillendirilerek, hür düşüncenin gelişmesi önlenmektedir.
İlmi hür, vicdanı hür, irfanı hür; olarak yetiştirilmesi gereken gençliği bu şekilde yetiştirme bir yana, hürriyet kelimesinden bile sıkılan siyasal ortamlarda vicdanı, irfanı, ilmi hür gençlik nasıl yetişecek ve nasıl ilim üretecek?
Ülkemizin bu kamplaşmış siyasal ortamında, klasik hürriyet değil İKTİSADİ hürriyet, insanca yaşama düşüncesi ve inancı ile ortaya kim çıkabilir, çıktığında başına neler gelebilir bunu kimse bilemiyor.
İnançlar ve ideolojiler, despot yöneticiler eliyle baskı unsuru olarak kullanılmak suretiyle toplumda korkular yaratılmıştır. Korkan, yarınından ve güvenliğinden emin olmayan insan kesinlikle huzurlu ve mutlu olamaz.
Ülkede, çocuklarımızı, torunlarımızı bilgisayarlar, laptoplar, diziler ve Türk İslam ruhuna aykırı ne idüğü belirsiz filimler yetiştiriyor. Bize ait olmayan bu unsurlarla yetişen çocuklara ve gençlere yarınımız nasıl emanet edilecek?
Milletimizi yönetenler, vicdansızlığın, ahlaksızlığın, her türlü kötülüğe ve çalıp çırpmaya, soyguna hazır kimselerin gün geçtikçe arttığını anlatıyorlar. Beyler hikâyeyi bırakıp kendinize gelerek, üç beş oy ve bir makam için bu büyük milletin geleceğini karartmayın.
Yıllardan beri yargı ve eğitim-öğretim siyasi çıkarların silahı olarak kullanılmış halende kullanılmaya devam ediyor. Bu durumdan orta ve uzun vadede hiçbir siyasi karlı çıkamaz. Ancak kesinlikle millet zararlı çıkar.
Bugün ülkemizde, adalet ve Eğitim-Öğretim konularında siyasi alanda, ülkede ve ülkeler arasında örnek gösterilecek bir devlet büyüğümüz var mı? Gerçekten ilim irfan sahasında kendini ispatlayan birileri de, siyasi bağnazlıktan dolayı karalanarak ortadan silinmiştir.
Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.