Abbas Satır

Tarih: 26.09.2024 22:33

ATATÜRK ALFABE ÇANTASINI HEP YANINDA TAŞIDI

Facebook Twitter Linked-in


ATATÜRK ALFABE ÇANTASINI HEP YANINDA TAŞIDI

 

 

ATATÜRK ALFABE TAHTASINI HEP YANINDA TAŞIDI

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Harf Devrimi ile Dil Devrimi’ni birlikte gerçekleştirdiği bilinir. Aslında arasında zaman fark vardır. 

Harf Devrimi, 1 Kasım 1928 tarihinde Yeni Türk harflerinin kabulü ve tatbiki ile ilgili kanunun kabul edilmesi ve Yeni Türk Alfabesi'nin geliştirilip benimsenmesi sürecidir. Bu yasanın kabulü ile Osmanlı Alfabesi'nin kullanımı sona erdi. Yerine ise Latin Alfabesi esas alınan Türk Alfabesi kullanılmaya başlandı.

Dil Devrimi ise 1932 yılında başlayıp 1936 yılına kadar devam eden süreçte, Türk Dili’nin  yabancı kelimelerden arındırıp, Türk kelimelerinden oluşmasını sağlamaktır.

Harf ve Dil Devrimleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk döneminde gerçekleştirilen en büyük önemli reformlardır.

Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra yapılan, Harf ve Dil Devrimleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme ve Batılılaşma sürecinin bir parçasıdır. Bu devrimler, Türk toplumunda eğitim, basın, yayın ve iletişim alanlarında önemli değişikliklere yol açtı.

Arap ve Fars dillerinin karışımında oluşan Osmanlı dili, sadece saray dili olarak kullanılmış, Anadolu halkı Osmanlı dili yerine Türkçe kelimeler konuşuyordu. Ama yazı olarak Osmanlıca yazılıyordu.

Gazeteler, dergiler ve kitaplar 1928 yılına kadar Arap harflerle yayınlanıyordu. Matbaacılıkta Arap harflerinden oluşan kelimeler genellikler uzun soluklu kelimelerdi. Yeni matbaa tekniklerinin henüz ülkemize gelmemesi nedeniyle, gazete, dergi ve kitaplar elle diziliyordu.  Bu hem zaman kaybına yol açıyor, hem de fazla yayın yapılamıyordu.

1928 yılında Harf Devrimi ile birlikte, Latin Alfebesine geçilmesiyle Türkiye’ye yeni matbaa makineleri gelmeye başladı.  Avrupa’dan getirilen entertip ve linotip dizgiler sayesinde gazete, dergi, kitap ve matbu işler artık elle dizilmeden kurtuldu, böylece başta gazete ve kitap yayınlarının sayısı arttı.

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti modern bir ulus devleti olarak yeniden yapılandırılırken, dil ve alfabe konusunda da büyük çabalar sarfetti. Vatandaşın okuma ve yazma öğrenmesi için Halk Mektepleri kurdu.

Atatürk, Dolmabahçe Sarayında topladığı Bakanlar Kurulu’na kara tahta üzerinden yeni harfleri tanıttı. Bununla da kalmadı, Türk Alfebesi yazan karatahtayı yanına aldı, Anadolu’yu dolaştı ve karatahta üzerinde vatandaşlara yeni harfleri tanıttı.

Rahmetli Babam anlatırdı. O zamanlar Ankara’nın tek merkezi yeri olan Ulus Meydanında halka orkestra eşliğinde sesli olarak yeni harfler öğretilirmiş. Nefesli çalgılardan oluşan orkestra A B C D E F gibi sesler çıkarıp, yeni harflerin kolayca öğrenilmesini sağlarlarmış. Orkestra şefi aynı harfleri vatandaşların söylemesi için koro çalışması yaparmış.

 Ulus, Samanpazarı ve Hergelen Meydanına (Hergele Meydanı) yeni harflerden oluşan Alfabe ilanları asılır, vatandaşlar burada yeni harfleri ezberlermiş.

Yeni matbaa makinelerinin gelmesiyle birlikte Ankara’nın tek gazetesi olan ve Atatürk tarafından kurulan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi de yeni harflerle yayınlanmaya başlamış. İstanbul’da yayınlanan gazeteler ise sayfalarının yarısı eski Türkçe, yarısı Türkçe ile yayın yapmışlar. Kısa bir süre sonra da yeni Türkçe yayınlamaya başlamışlar.

Türk halkı yeni Türkçeyi hemen öğrenmiş ve okur yazar oranını hızla artmış. Artık yeni bir devrim yapmanın zamanı gelmişti.  Atatürk 1932 yılında Türk Dil Kurumunu açtı.

 Türk Dil Kurumunun açılışından sonra 1932 yılında meclisin açılış konuşmasında "Ulusal kültürün bütün çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti'nin temel dileği olarak sağlayacağız. Türk dilinin, kendi benliğine, gerçeğindeki güzellik ile baylığına kavuşması için, bütün ülke örgütümüzün, temkinli, ilgili olmasını isteriz." dedi.

Türk Dil Kurumu dildeki sözcükleri araştırmak, yabancı sözcüklerin yerine Türkçelerini bulmak için çalışmalara başladı. Her ilde valilerin başkanlığında sözcük tarama işleri yapıldı. Bir yıl içinde 35,000 yeni sözcük haznesi kaynağı oluştu. Bilim insanları da bu sırada 150 eski yapıtı araştırdı ve o güne değin Türkçede hiç kullanılmayan sözcükleri topladı. 1934 yılında bulunan 90,000 sözcük tarama sözlüğünde toplanarak yayınlandı. Arapça kökenli kelimeler ayıklandı yerine Türkçe kelimeler bulundu.

Yapılan çalışmalar sonucunda, dilimize yabancı dillerden özellikle Arapça ve Farsçadan giren sözcüklerin yerine Türkçe olanları türetilmiş, bu dillerden alınan kurallar ve tamlama usulleri tamamen terk edilmiş ve Türkçe tamlamalar oluşturulup kullanılmaya başlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve devrimler yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bizzat kendisinin kurduğu İş Bankası’nın hisselerinden bir bölümünü de Türk Dilinin gelişmesi için Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na paylaştırılmasını vasiyet etmiştir.

 Siz bakmayın “Harflerimizi çaldılar. İnsanlarımızı bir gecede cahil bıraktılar” safsatasına.

 Cumhuriyet ile birlikte Türkiye’de yapılan devrimler, dünyanın hiçbir milletinde yaşanmamıştır


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —