Başlık bana ait olmayıp konunun uzmanı, hatta konusunun piri olan ve yazdıkları edebiyatçılar tarafından referans olarak kabul edilen” Türkçe’nin Sırları” kitabının da yazarı Edebiyat Tarihçisi Nihat Sami Banarlı üstadın aklı izanı olan ve türetilen kelimelerin başta dilimizin kısırlaştırması ve dede ile torunun iletişiminin engellemesi olmak üzere sebep olduğu sayısız olumsuzlukları bilenlerin altına hiç tereddüt etmeden rahatlıkla imzalarını atacakları bir gerçektir.!!!
Başlıktaki türetilen kelimelerin Öz Türkçe olmayıp uydurukça olduğunu söyleyenin öncelikle buna ehliyet olup olmadığının bilinmesi için kendisinin tanınmasında fayda var.!
NİHAD SAMİ BANARLI KİMDİR?
Cumhuriyet devri yazarlarımızdan 1907 yılında İstanbul Fatih'te dünyaya gelen Banarlı, Trabzon Milletvekili, şair Ömer Hilmi'nin torunu, Vali ve şair İlyas Sami ile Nadire Hanım'ın oğludur.
İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu'ndan 1927 yılında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden ise 1929'da mezun oldu.
GÖZDE LİSELERLE ÜLKEMİZİN GÖZDE YÜKSEK OKULLARINDA EDEBİYAT VE TARİH HOCALIĞI YAPTI
Daha sonra 1929-1934 yılları arasında Edirne Lisesi ile Kız ve Erkek Öğretmen Okulu'nda edebiyat öğretmenliği, 1947 yılına kadar ise sırayla İstanbul'da Kabataş, Galatasaray, Boğaziçi, Şişli Terakki ve Işık liselerinde öğretmenlik yaptı.
1947-1969 yılları arasında Eğitim Enstitüsü (1947-1967) ile Yüksek Öğretmen Okulu'nda edebiyat öğretmenliği, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nde İslami Türk Edebiyatı Tarihi öğretmenliklerinde bulunan üstat 1969 yılında kendi isteği ile emekliye ayrıldı.
1000 TEMEL ESERİ KOMİSYONU ÜYE VE BAŞKANI OLDU
1953 yılında kurulan İstanbul Fetih Cemiyeti'ne girdi. Bu kuruluşa bağlı olan İstanbul Enstitüsü'nde müdür oldu. 1958 yılında Yahya Kemal Enstitüsü yayın işlerini yürüttü. Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı 1000 Temel Eser ve Çağdaş Türk Yazarları komisyonlarına üye ve başkan seçildi. 1971 yılında kurulan Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı'na Edebiyat Kolu Başkanı ve Akademi Dergisi müdürü oldu.13 Ağustos 1974'te 67 yaşında İstanbul'da vefat eden Banarlı Rumelihisarı Aşiyan mezarlığına defnedildi.
BANARLI’NIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI DEĞER BİÇİLEMEYEN ESERLERİ!
Hayatı boyunca hece ve eruz vezinleriyle şiirler yazan ,hikaye ve denemeleri bulunan ,öğretmenliğinin ilk yıllarında Altı Ok, Orhun, Ötüken ve Atsız dergilerinde makale ve şiirler, Ülkü, Yahya Kemâl Mecmuası, Hayat Tarih Mecmuası, Meydan, Kubbealtı Akademi Mecmuası adlı dergilerde ve Hürriyet, Akşam ve Yeni Sabah gazetelerinde çok sayıda yazı, makale ve edebî sohbetleri yayımlanan üstadın en iyi bilinen eserleri bu yazımızın da konusu olan “Türkçenin Sırları” ile Resimli Türk Edebiyatı Tarihi “adlı eserlerdir.
Kızıl Çağlayan (1933), Bir Yuvanın Şarkısı (1933), manzum millî piyeslerle, Sular Kararırken, Yabancı, Dumanlı Dağlar, Son Vazife ,Bir Mabet Yıkıldı ve Istırap Yarış tiyatro eserleri ile birlikte “Bir Güzelliğin Romanı (Hürriyet Gazetesi'nde tefrika)Edebiyat tarihi araştırmaları
Dâstân-ı Tevârih-i Mülûk-ı Âli Osman ve Cemşid-ü Hurşid Mesnevisi, (1933, Ahmedî'nin Osmanlı tarihine dair manzum eserinin neşri) ve Resimli Türk Edebiyatı Tarihi (1948; 1975- 79), 2 Cilt konusundaki Edebiyat Tarihi konusundaki çalışmalarının yanında Edebî Bilgiler (1940),Türkçenin Sırları (1940),Metinlerle Edebî Bilgiler (1950),Metinlerle Türk Edebiyatı Tarihi I, II, III, (1951-1954),Metinlerle Türk ve Batı Edebiyatı, I, II, III(1955-1960),Yahya Kemal Yaşarken (1959),Yahya Kemal’in Hâtıraları (1960),Şiir ve Edebiyat Sohbetleri ,Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri, Namık Kemal ve Türk Osmanlı Milliyetçiliği, Büyük Nazireler Mevlid ve Mevlid'de Milli Çizgiler ,Başlangıçtan Tanzimata Kadar Türk Edebiyatı Tarihi ve Fatih'in Zafer Sırları” gibi eserleri edebiyatımıza kazandırdı.
NİHAD SAMİ BANARLI” İNGİLİZCE,ARAPÇA VE LATİNCE TÜRKÇENİN İMPARATORLUK DİLİDİR
Nihad Sami Banarlı kitapta "imparatorluk dili" adını verdiği kavrama değinmiş, İngilizce, Arapça, Latince ve Türkçenin imparatorluk dili olduğunu belirtmiştir.
Bu dört dilin kelimelerinin kendine özgü bir musikiye ve ahenge sahip olduklarını öne sürmüş, İngilizce, Arapça, Latince ve Türkçenin diğer dillerden aldıkları kelimeleri bile bu ahenge uygun olarak dönüştürdüğünü örneklerle açıklamıştır.
Banarlı, Türkçenin Sırları kitabında ÖzTürkçecilik akımına karşı çıkmış, Türkçedeki binlerce yıldır var olan Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin yerine uydurulan ÖzTürkçe sözleri hilkat garibesi olarak nitelendirmiştir.
Dünya dili olan Türkçemizin kısırlaştırmadan kurtarılması için başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere elinde iğne kadar imkanı olanlar tarafından gerekenlerin yeri ve zamanın yapılması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
(*) Bu yazım için Vikipedia dan faydalanıp alıntılar yaptım. Emeği geçenlere ve Nihad Sami Banar’lı üstadın dil konusundaki yazdıkları hakkında bana bilgi vererek bu yazıma vesile olan Hikmet Büyükkışla kardeşime de teşekkür ediyorum. Ali Genç