Çarşamba’dan devam.
Çarşamba günkü yazımın ilk paragrafında belirttiğim ”Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” şarkısında olduğu gibi muhalefette iken veya işlerine gelmeyen iktidarı yıkabilmek veya yıkılmasından sonra basına hürriyet üstüne hürriyetler getirenlerin bu demokratlıkları ve hoşgörülüğü Nasrettin hoca merhumun ”Fincancı katırlarını ürkütmez isen hiçbir tehlike yoktur.” sözündeki gibi fincancı katırlarını ürkütünceye kadar sürüyordu.!!!
27 MAYIS CUNTASI DP DÖNEMİNDEKİ DİREK VE DOLAYLI SANSÜRÜ KALDIRIRKEN 1 SENE SONRA KENDİ ALEYHİNDE BULDUKLARI YAZIYLA AZİZ NESİN’LE İHSAN ADA TUTUKLANDI
Demokrat Parti iktidarının ortasından itibaren ağır takibata maruz kalan basın 27 Mayıs Darbesi'ni olumlu karşıladı.
Millî Birlik Komitesi yürürlükteki basın kanunu kaldırıp, resmi ilan dağıtımını kurdukları Basın İlan Kurumunu düzene sokarak gazetecilerin haklarını düzenleyen 212 Sayılı Kanun'u çıkardılar.
Gazetecilere bu kanunla tanınan haklar gazete sahiplerinin tepkisini çekmiş; Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul, Yeni Sabah gazetelerinin sahipleri protesto amacıyla(gaye ve maksadıyla) 12, 13 ve 14 Ocak 1961 tarihlerinde gazete çıkarmayacaklarını açıkladılar.
Buna karşın(yani patronların bu tepkilerine karşı olarak gazeteciler patronlarının gazetelerini yayınlamadıkları günlerde)üç gün boyunca üç gün Basın gazetesini çıkarttılar..
1 Mart 1961 tarihinde Vatan'daki bir yazısı nedeniyle tutuklanan Aziz Nesin ve yazı işleri müdürü İhsan Ada yeni dönemde tutuklanan ilk gazeteciler oldular.
1961 Anayasası ile önceki dönemlere nazaran örgütlenme ve ifade özgürlüğü(hürriyeti/istiklali) haklarındaki olumlu değişim politik haberciliğin gelişmesini sağlamış; solcu, ülkücü ve İslamcı(Dindarlar)’cıların çok sayıda yayını piyasaya çıktı.
12 Mart Muhtırası ile 10 yıllık göreceli) özgür(hür) dönem sona ererek çok sayıda gazeteci tutuklanmış, kimi yayımlar(yayınlar/gazeteler) kapatıldı.
Çoğu gazeteci 1974 yılındaki affa kadar hapis yattı.
12 MART CUNTASI HAKİMLERE VERİLEN GAZETE TOPLATMA HAKKINI SAVCILARA VERDİ
Eylül 1971'de yayınların yargıç(hakim) kararıyla toplatılmasını öngören madde(maddesinde yapılan değişiklikle) savcılara da toplatma yetkisi verilerek genişletilmiş ve yoruma dayalı muğlak ifadelerin yer aldığı yeni maddeler kanuna eklenmişti.
1970'li yıllarda (bu baskılar nedeniyle) yüksek tirajlı gazeteler tekrar politik konulardan uzaklaşmış, yalnızca 1978-1980 yılları arasında sekiz gazeteci öldürülmüştü.
24 Temmuz Perşembe günü başladığım Osmanlıdan 2000’li yıllara kadarki sözde kalan basın hürriyetini konu alan seri yazıma Hak izin verirse Kul hakkının gereğinin de yapılmasıyla tarihe not düşmek için Pazartesi günü kaldığı yerden devam edeceğim.
Sözün uçacağı yazının kalacağı gerçeğiyle okunması ve okutturulması dileğiyle.
Cumamız mübarek olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı Pazartesi’ye.