Tarihin tekerrürü her ne kadar bir deyim olsa da aslında bu konuda tarihin hiç mi hiç bir suçu yok!!!
Suçlu olanlar olumlardan ders alarak yeri ve zamanında gereken tedbirleri almayan insanlardır.!!!
Yani insanların ihmalkârlıkları ve umursamazlıklarıyla buna sebep oldukları ayıbını itiraf etmek yerine suçu tarihe yüklemeleridir.!
Buna en somut örnek Aksaray’ın 2. ilçelik esaretine çarptırılmasıdır.
İLK İLÇELİK ESARETİNDEN DERS ALINARAK O ZAMAN GÜNDEME GETİRİEN AKSARAY-ÇAKMAK TREN HATTI TÜRKİYENİN 2023-33 ARASINDA DEMİR AĞLARIYLA ÖRÜLDÜĞÜNDE SAĞLANSAYDI 2. İLÇELİĞE BAHANE OLMAZDI!!!
Eğer ki Aksaray’ın 75 yıl süren ilk ilçelik esaretinden ders alınıp Kızılırmak tan başlayıp Hasan dağının ardına, günümüz Nevşehir ilinin Gülşehir ile Kulu, Cihanbeyli, Obruk Hanın olduğu yer günümüzde E.90 kenarında bulunan Şoförler cemiyeti tesisleri civarından Ereğlili ilçesine kadarki alanı içine alan bir vilayetin imkanları göz önüne alındığında tarihin tekerrürüne sebep varmaydı?!!!
Başta Türkiye’nin en büyük iki gölünden olan ve ülkemizin Tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü yani %60’ını karşılayan Tuz gölünün sağladığı imkanlarda dahil diğer imkanlar hakkıyla kullanılarak 1923-33 arasındaki devletin ülkemizi demir yolları ağlarıyla ördürülmesi projesinin içinde olmamız sağlanarak Aksaray Çakmak tren istasyonuna demir yolu ile bağlansaydı 2197 sayılı kanundaki yeniden ilçe yapılmamızın gerekçesi ortadan kaldırsaydı tarihin tekerrürünün önüne geçilmez miydi?!!!
TARİHİN TEKERRÜRÜ SEBEP OLAN OLUMSUZLUKLARIN YENİ NESİLLERE KİTAP OLARAK AKTARILMASIYLA OLUŞACAK BİLİNÇLE TARİHİN TEKERRÜRÜNE İMKAN VERİLMEYECEK TEDBİRLERİN ALINMASIYLA GELECEĞİMİZ AYDINLIK OLUR!
Bu gayeyle 21.10.2019 Pazartesi günü sürekli 1 köşe yazım olan Bana Göre de” İKİ İLÇELİK VE OLUMSUZLUKLARIYLA BU OLUMSUZLUKLARDAN KURTULUŞUN KİTABI YAYINA HAZIR!” başlıklı yazımda;
Milattan önce 9000 yıllarından da ötesine giden yer yüzündeki maddi ve manevi onlarca gelişmeye vesile olan bir çok ilkin(ilklerin) ve tekin(teklerin) merkezi 11000 yıldan fazla zaman içinde bölgesi ile mücavirindeki etkisi çeşitli etkenlerle azalıp çoğalsa da yerleşim yeri olma özelliğini bu zaman içinde daima koruyan Aksaray kadim tarih boyunca sürekli il, başkent ve il üstü konumunda olmasına rağmen maalesef 1845-1920 ile 1933-89 yılları arasında toplam olarak 131 yıl hiç hak etmediği iki ilçelik prangasına çarptırıldı.
AKSARAY’A MADDİ VE MANEVİ OLARAK KATACAĞI BİR ŞEY OLMAYAN NİĞDE’YE BAĞLANMASIYLA DUBLE ŞEKİLDE CEZALANDIRILDIK!
13 Ekim 1920 günü Büyük Millet Meclisine Niğde ilini temsilen katılan Aksaraylı Çorakçı zade Kara Vehbi tarafından ikna edilen Meclis başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından verilen 75 yıllık ilk ilçelik esaretinden kurtulmamızı sağlayan 40 Numaralı kanun görüşülürken söz alan bir sürede Niğde ilinde Milli Eğitim İl Müdürlüğü yapan Besim Atalay tarafından yapılan konuşmada Aksaray’ın kendisine katacağı hiçbir şeyi olmayan yere bağlanmasını açık ve seçik şekilde dile getiriyor.
Her yıl il olma kanunumuzun kabul edildiği ve resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle fiilen 1. il oluşumuzun yıldönümlerini 2008 yılından itibaren o zamanki Aksaray milletvekili Ali Rıza Alaboyun’ un danışmanı olan ilimiz Gülağaç ilçesinin Gülpınar beldesinin eski çalışkan Belediye başkanlarından Rasih Bostancı bey tarafından 1. Vilayet olmamızın ve 2. İlçelik prangasına çarptırılmamızın kanunlarının metinlerinin bana gönderilmesinden sonra il ve ilçelik yıl dönümlerimizin sayısını 3’ten 8’e çıkarttım.
1990 ila 93 arasında can dostum, kardeşim ve meslektaşım,1987 yılında birlikte ili vilayet kıvılcımını birlikte yakıp il oluncaya kadarda birlikte yol arkadaşlığı yaptığımız Gazeteci-Yazar merhum Çapan Tekeli ile birlikte.
Merhumun 24 Aralık 1993 günü arkadaşı mimar Ahmet Taneri ile birlikte geçirdikleri trafik kazasında vefat etmesinden sonra 2008 yılına kadar tek başıma il olma kanunumuzun kabul edildiği, resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği ve ilk Valisinin göreve başlamasıyla fiilen il oluşumuzun yıl dönümlerini kutladım.
2008 den itibaren ise 13 Ekim 1920 deki 75 yıl süren 1. İlçelikten kurtularak il olmamızı sağlayan 40 Numaralı kanunun kabul edilişinin ve ertesi sene 21 Mart günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesinin yıl dönümlerini kutlarken,20 Mart 1933 de TBMM’sinde kabul edilen 2197 sayılı kanunun 3. maddesiyle ilçe olmamıza karar verilmesinin, bu kanunun kabul edilmesinden 68 gün sonra 27 Mayıs günü resmi gazetede yayınlanmasının ve 1 Haziranda fiilen ilçe yapılmamızın yıl dönemlerini ise hüzünlü bir şekilde yaptığım programlar, gazete ve internet haberleri ile köşe yazılarımla anan olarak 1. İlçelik esaretinden kurtuluşumuzu Mevla’mızın izni ile ilimizde 420 bin hem şehrimiz içinde en iyi bilenim!!!
2. İLÇELİK ESARETİNDEN İSE KURTULUŞUMUZUN İLK KIVILCIMININ YAKILDIĞI 1983’ÜN EKİM’İNİN SONUNDAKİ ANAP AKSARAY MİTİNGİNİ, 1987 YILININ RAMAZAN BAYRAMI GAZETESİYLE İL OLMA KIVILCIMINI ÇAKAN İKİ KİŞİDEN BİRİSİ VE İL OLMAMIZA KADAR ARALIKSIZ OLARAK ÇALIŞAN,İL OLMAMIZDAN SONRA İSE İHTİYACIMIZ OLAN HİZMETLER İÇİN 35 YILDIR CANINI DİŞİNE TAKAN OLARAKAK BİRİMİZİN BİN OLMASI İÇİN VAR GÜCÜMLE ARALIKSIZ ÇALIŞANIM!
Orta başlıkta özetini verdiğim şimdiye kadar bir çok il olma yıl dönemimiz ile ilçe yapılma yıldönümümüzde teferruatlı bilgisin verdiğim çalışmaların içinde olan olarak ve 30 yıldır da yıl dönümlerini kutlayarak geçmişte çekilen sıkıntılarımızı zinde tutarken de öğrendiğimiz bilgilerinde ışığında ikinci ilçelik esaretinden çıkışımızı da konunun içinde olan olarak ve başarıyı sağlayan 5 kişiden yaşayan son kişi olarak ise bunu da en iyi bilen olarak konuyu kitap haline getirdim.
Rabbim İman ve Kur’an versin Hakkın bizim için ne zaman vaki olacağı belli değil.
Hakka yürümeden hazır olan bu kitabın şehrimizin Emini olan Aksaray’ın Şehremini Evren Bey tarafından bastırılarak samimi çalışmaların gelecek nesillere aktarılması dileğiyle.” diye dile getirdim.
BAŞKAN ÇIRAKLIKTA NASİP OLMAYANI KALFALIKTA BAŞARIRSA GETİRİSİ KENDİSİ VE KURMAY HEYETİNİN HANESİNE YAZILIR,AKSİ DURUMUNDAKİ OLUMSUZLUKLAR İSE KENDİSİ VE KURMAY HEYETİYLE NESİLLERİNEDE YAZILIR!!!
Şimdiye kadar gerçekleştirilemeyenin Başkan Dr. Evren Dinçer ve kurmay heyetine kalfalık döneminde nasip olması ve başaracaklarının maddi ile manevi getirisinin hanelerine yazdırmaları ,aksinden ise sebep olacak olumsuzluklar ve bu olumsuzluklardan oluşacak kendi haneleri ile kendilerinden sonra nesillerinin hanesine aksedecek olumsuzluklar nedeniyle uzak durulması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
