Dün şehirlerin atası,ilim ve bilimin gelişmesini sağlayan sayısız ilkler ve teklerin merkezi Selçuklu nun şanlı başkenti Dünyanın merkezindeki yerleşim yeri Aksaray’ımızın yeniden il oluşunu sağlayan kanunun kabul edilişinin 25.yıl dönümüydü.
Her yönüyle Anadolu’nun parlayan yıldızı haline gelen Aksaray’ımızın 56 yıllık 2.ilçelik esaretinden kurtularak il olmasını sağlayan 3578 sayılı kanunun 15 Haziran 1989 günü kabul edilmesiyle il haline gelişimizin 25.yıl dönümünü dün tamamlayıp bu gün 26. yılımızdan gün almaya başladık.!!!
İLK VALİMİZİN GÖREVE BAŞLAMASINDAN SONRADA 15 YIL BOYUNCA NİĞDE İLİNE DOLAYLI OLARAK BAĞLI KALDIK!!!
25 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde(TBMM) kabul edilen kanunla hiç hak etmediği 2. ilçelik esareti zincirinden kurtulup müstakil il haline gelen Aksaray 1861-1989 yılları arasında zorla bağlandığımız Niğde’den 1989’un 15 Ağustos’undan itibaran ilçe olarak bağlı olmaktan kurtulsada SSK,Şeker Fabrikası ve Üniversite zincirleriyle dolaylı olarak 2005 yılı sonuna kadar bu ile bağlı kalmaya devam ettik.
Bu uygulamaylada toplam 115 yıl üstümüzden nemalanan Niğde’nin nemalanmasının devamını dolaylı olarak sağlayan 3 zincirin ilkinden vilayet olduktan13,diğer ikisinden ise 15 yıl sonra ancak kurtulabildik.
VİLAYET OLMAMIZDAN SONRA BİZİ NİĞDEYE BAĞLI BIRAKAN 3 ZİNCİRİN İLKİNDEN HEMŞERİMİZ ORHAN AYDIN KURTARDI
1.zincirden ilimizin hayırlı evladı iki elin parmaklarını geçmeyen efsane siyasetçilerimizden Eğitimci- Yazar Orhan Aydın beyin girişimiyle 2002’de Aksaray SSK hastanesinin hizmete açılmasıyla bu ilk halkadan kurtuluşumuzun 12.yılını.
SON İKİ ZİNCİRDEN 2002-2007 ARASINDAKİ VEKİLLER KURTARDI
Kendi Üniversitemizle Şeker fabrikamızın 2005’de kurulmasıylada son iki zincirdende kurtulmamızla tam bağımsız il olmamızın ise 9.yıldönümünü geride bıraktık.
Aksaray’ın vilayet olabilmesi için yapılan çalışmaların meşalesini yakıp sonuç alnıncaya kadarda azim ve istikrarla devam ettirenlerin bir elin parmaklarını geçmeyen kurmaylarından olan ilimizin bu mesleği aralıksız olarak sürdürüen en eski gazetecisi ve vilayet olmamızı sağlayan kurmayların tek yaşayanı olan Gazeteci-Yazar Ali Genç’e vilayet olma çalışmalarını ve bu mücadelenin kazanılmasını sorduk.
Önce vilayet olduktan sonrada 115 yıl bizim üstümüzden Niğde’nin nemalanmaya devam etmesini ve verilen mücadeleyle ancak vilayet olduktan 15 yıl sonra bu dolaylı bağlılıktanda kurtulmamız hakkında bilgi veren Araştırmacı Gazeteci-Yazar ve Halkla İlişkiler Uzmanı Ali Genç “ Vilayet olduktan sonra Niğde vilayeti bizden sağladığı rantı tam olarak kaybetmek istemediğinden üç kalın zincirle bizi kendisine sık, sıkıya bağladı.
Yukarıdada bahsedildiği gibi bu üç zincirin ilkinden hemşerimiz Eğitimci-Yazar Orhan bey’ tarafından yapılan çalışmayla SSK hastanemizin açılmasıyla kurtulmamız sağlanırken geriye kalan zincirler ise Şeker Fabrikası ve Üniversiteydi.
Bu iki zincirin Üniversite halkasından 2005 yılı sonunda kendi müstakil üniversitemizin kurdurulmasını sağlayan bununla birlikte Şeker fabrikamızın açılmasınıda sağlayan 2002-2007 yılları arasında ilimize yaptıkları hizmetleriyle efsane siyasetçiler arasına giren dönemin ilimiz Milletvekilleri Ali Rıza Alaboyun,Ruhi Açıkgöz,Ramazan Toprak ve Ahmet Yaşar’ın çabalarıyla ancak gerçek manada 2005’in sonunda müstakil il olabildik.
Dün Aksaray’ın il olmasının 25. yılı olmasının yanında tam bağımsız olarak vilayetliğe kavuşmamızında 12. yıldönümünü tamamlayıp bu gün ise 26. yıla girmiş olduk.
ŞEHİRLERİN ATASI AKSARAY!!!
Arkeolojik kazılar sonunda elde edilen bilgilere göre sayısız ilkler ve teklerin merkezi olmamızı sağlayan 11 Bin Yıllık geçmişimizle tartışmasız olarak Şehirlerin Atası olan Aksaray Hz. Adem(A.S) atamızın ilk birkaç neslinin olmasa da ondan sonrakilerin yaşadığı Dünyanın ilk en eski ve eski olduğu kadarda çok önemli merkezi olma özelliğini tarih boyunca sürdüren ve bunu 11000 yıl boyuncada aralıksız olarakta koruyan dünyanın en nadir yerlerinin başında gelir.
Bunuda Hacı Hasanlı Mahallesinde bulunan Hz. Nuh(AS)’un oğlu Hz. Sam(AS)nin torunlarının kabirlerinden,Aşıklı,Güvercin Kayası ve Acem Höyük kazılarından çıkan tarihi eserlerden elde edilen bilgilerden yola çıkan tarihçilerin Aksaray’ın İnsanlığın ikinci Atası Hz. Nuh(AS)nin çocuklarından itibaren devamlı ve kesintisiz olarak meskun olduğunu öğreniyoruz.
Aşıklı Höyük,Güvercin Kayası ve Acem Höyük başta olmak üzere il genelinde yapılan kazılar sonucu Arkeolog lar tarafından ortaya çıkartılan belgelenmiş tarihiyle Aksaray İstanbul’dan sonra Anadolu’da Urfa, Hatay ve Diyarbakır ile birlikte ülkemizdeki şehirlerin yanı sıra dünya’nında en eski dört ila beş şehirden biri olma özelliğiyle Kahire,İskenderiye,Mardin,Mekke,Medine ve Şam da dahil tüm kadim şehirlerininde tartışmasız olarak atasıdır.!
Coğrafi konumumuzdan gelen avantajımızla Karadeniz ile Akdeniz in ortasında olmamızın yanında günümüzde olduğu gibi Tarih boyunca da Eski Dünya nın ticaret yollarından İpek yolu ve diğer ticaret yollarının kesiştiği yerde bulunmmazı nedeniyle 1861-1920 ve 1933-89 yılları arasında yaşadığı toplam 115 yıllık ilçelik esaretini tarihi boyunca hiçmi,hiç yaşamamıştık. !
Aksaray ın coğrafi konumu ve stratejik önemi o kadar yükseklikteki bu öneminden dolayı daha Büyük Millet Meclisinin(BMM) kuruluşunun üstünden 6 ay dahi geçmeden Aksaray’mız Atatürk ün teklifiyle 13 Ekim 1920 de hemşerimiz Vehbi Çorakçı’nın girişimleriyle kabul edilen 40 Numaralı kanunla il haline getirildi.!
ANKARA HAVA GAZİYLA AYDINLARINKEN AKSARAY ELEKTİRİKLE AYDINLANIYOR FABRİKASINI ÇALIŞTIRIYORDU!!!
1920-33 yılları arasında sağladığı kalkınmasıyla ve bu kalkınmanın göstergesi bizim hem elektriği aydınlatmada hemde Azmi Milli Un Fabrikamazın üretimi gerçekleşmesinde kullanıyorduk.
O dönemde Başkent Ankara bile hava gazıyla aydınlanırken İstanbul un bir bölümü,İzmir ve Tarsus’la birlikte Elektrik Enerjisiyle aydınlanan genç Cumhuriyetimizin bu çağdaş ve temiz enerjisini aydınlatmada kullanan 10 civarındaki yerleşim yerinden birisi konumundayken halen kesin olarak bilinmeyen sebeple 1 Haziran 1933’de yürrülüğe giren 2197 sayılı kanunla fiilen 2. defa yeniden ilçe haline getirildik.
1933’de 2. defa ilçe haline getirilmemizi kabullenmeyen Aksaraylı hemşerilerimiz buldukları her fırsatta il olma isteklerini sürekli olarak gündemde tuttular.
ÖZAL’IN MEYDANDAKİ TARİHİ BİNALARI GÖRMESİYLE 1983’ÜN EKİM AYININ SON HAFTASINDA İLK VİLAYETLİK ATEŞİ YAKILDI
1983 yılının Ekim’inde Aksaray’da yapılan ANAP mitinginde meydandaki o zaman 2 olan tarihi binaları gören Anap Genel Başkanı 8. Cumhurbaşkanımız ülkemize 1983-91 arasında çağ atlatan devlet ve siyaset adamı Merhum Turgut Özal’ın ilgisini çekmesiyle vilayetliğin ilk ateşi yakıldı.
ÖZAL’IN ADANADA BOZULAN MORALİNİ AKSARAY MEYDANINI DOLDURAN HEMŞERİLERİMİZ İSTİKBALİMİZİ KURTARDILAR
1983 Seçimlerinde ilk zamanlar kendisine şans verilmediği için ANAP’ın Adana’da yapılan mitinginin sönük geçmesinin aksine Mehmet Altınsoy’un ricasıyla Aksaray’daki kadim siyaset arkadaşları Ekecik Tol köyünden Rıza Yılmaz,Demirci kasabasından Sami Altın ve eski Ziraat Odası başkanı İsmet Demir’in çabasıyla meydanın doldurulmasıyla Özal moral buldu.
O tarihte Merhum Özal’ın partisine ısrlı davetlerle kazandırıp Seçimlerden ve teşkilatlanmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirdiği hemşerimiz Merhum Mehmet Altınsoy’a bu binaların ne olduğunu sorar.
Özal’ın bu sorusuna Altınsoyun verdiği cevapta bunların Aksaray’ın Vilayetlik binaları olduğunu söylemesi ve Özal’ın’”Mehmet bey Aksaray’ın daha önce vilayet olduğunu bilmiyordum.
ÖZAL VE ALTINSOY’UN ÇABALARINA GAZETECİLER CEMİYETİNİN OLUŞTURDUĞU KAMU OYU DESTEĞİ YETİŞTİ!!!
Hükümet olursak Aksaray’ı yeniden il yapalım” sözüyle başlayan çalışmalar aralıksız sürerken 1987 yılının Ramazan Bayramı Gazetesiyle başlayıp aralıksızı olarak devam eden Aksaray Gazeteciler Cemiyetinin yayınlarıyla da bu çalışmaya destek sağlandı.
Merhum Özal ve Altınsoy’un birlikte oluşturdukları orta akılla Vilayet olma çalışmalarımız devam ederken 1987 yılının Ramazan Bayramında ise o sene 1977’de kurulan ve 12 Eylül darbesiyle kapatılan Cemiyetin kuruluşundan 10 yıl sonra yeniden Aksaray Gazeteciler Cemiyetinin ve Aksaray’ın ilk Veb Ofset gazetesi olan” Aksaray Bayram” gazetesinde elimdeki Aksarayın O zamanki Türkiyenin 67 ilinin 31’inden büyük olduğunu kanıtlayan belgenin verdiği ilhamla atılan başlıkla çalışmalar ivme kazandı.
Yayınladığımız Aksaray ve Cemiyetin ilk 4 Renkli Gazetesi olan Ramazan Bayramı gazetesinde”54 Yıldır Söyle Söyleye Dilimizde Tüy Bitti” Üst ve “Vilayetlik Hakkımız Verilsin Artık ”Sür Manşetiyle başlayan.
O tarihten itibaren Cemiyet gazeteleriyle birlikte1987-89 arasındaki özel gün gazeteleri ile benim bağlı bulunduğum Veb ofset gurubunun Günaydın gazetesi ve gurubun diğer gazeteleriyle.
Kardeşim Gazeteci-Yazar merhum Çapan Tekeli’nin bağlı bulunduğu Hürriyet gazetesi ile bağlı yayınlarında,Kırıkkale Gazeteciler Cemiyetiyle ortaklaşarak sürdürdüğümüz çalışmalarda oranın gazetelerinde ve diğer genel gazetelerde bu çabalarımız aralıksız olarak devam etti.
ÖZAL VE ALTINSOY’UN ORTAK SITRATEJİSİYLE İSTANBUL,ANKARA VE KONYA MİLLETVEKİLLERİ İKNA EDİLEREK RAŞİT DALDAL ÖNCE ANAP GENEL SEKRETER YARDIMCISI,ARDINDAN İSE GURUP BAŞKAN VEKİLİ YAPILARAK VİLAYET OLMAMIZIN ALT YAPISI ADIM,ADIM OLUŞTURULDU
Merhum Mehmet Altınsoy’un Merhum Özal ile olan samimiyeti ve akılcı manevralarıyla İstanbul,Konya ve Ankara Milletvekillerinin ikna edilmesi,bu arada Merhum Raşit Daldalın’ın bu strateji gereği önce ANAP Genel Sekreter Yardımcılığına,ardından ise Grup Başkan Vekilliğine getirilmesiyle hazırlanan yasanın Mecliste 15.06.1989 günü kabul edilmesiyle Aksaray 56 yıllık ikinci ilçelik esaretinden kurtularak İl oldu.
SÜVEYŞ KANALININ AÇILMASI VE DEMİR YOLLARININ KULANILMASIYLA GÖÇ VEREN AKSARAY 200 BİNDEN 3500 NUFUSA İNDİĞİNDEN 1861 DE İLÇE HALİNE GETİRİLİP NİĞDEYE BAĞLANDI
Dünyanın ve Anadolu’nun merkezinde bulunan Aksaray’ın merkezi özelliklerinden dolayı tarih boyunca kurulan tüm medeniyetlerin cazibesi konumunda olması.
Bu konumundan dolayı İpek Yolu başta olmak üzere dünyanın her yerine giden yolların kesiştiği yerde olmasının getirdiği özelliği Süveyş Kanalı ve Demir yollarının kullanılmaya başlaması.
Bu yolların Aksaray’dan geçmemesi nedeniyle bu özelliğini Kara yollarının yaygınlaşmasına kadar kaybettiğinden hızla göç veren bir yer haline geldiğinden küçülerek 200 Binden fazla olan nüfusu meydana gelen bu olumsuz etkiler nedeniyle 3500’e inmişti.!
Bu şekilde hızla küçülüp Anadolunun körfez bir kasabası haline gelmesinden dolayı o dönemde Osmanlı’nın Fransız idari sistemine geçtiğinde yapılan düzenlemeyle tarih boyunca hiçbir ticari ve kültürel bağı olmayan Niğde iline Altunhisar ile birlikte bağlandı.
Bize 7000 yıl bağlı kalan Koçhisar(Şerefli Koçhisar) ise Konya iline bağlandı.
AKSARAY’IN İSTİKBALİ TREN YOLU, YETERLİ SAYI İLE YÜKSEKLİK VE GENİŞLİKTEKİ ALT GEÇİTLERİDE OLAN İLAVE ŞERİTLER VE TIP FAKÜLTESİNE KAVUŞMASIYLA HAVA ALANINA EN KISA YOLLA ZAMAN GEÇİRİLMEDEN BAĞLANMASINDA!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Tarihin tekerrür etmemesi için en kısa zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beyin 26 Mayıs 2011’de Ak Parti Aksaray Mitinginde verdiği sözün ve bu sözle Aksaray’ın üç milletvekilliğinin üçü nüde Ak Partiyi kazandırarak Ali Rıza Alaboyun,Ruhi Açıkgöz ve İlknur İnceöz’ü Meclise gönderdik.
Başbakan Erdoğan 26 Mayıs 2011’de verdiği bu sözünü 13 Mart 2014’deki Partisinin Aksaray mitinginde ise yeniden teyit etti.
Başbakan Erdoğan tarafından verilen 2011 ve 2014 tarihlerindeki sözünün gereğinin yapılarak Trenle Ereğli Çakmak veya Ulukışla ve Aksaray-Ortaköy,Ortaköy- Kırşehir-Yerköy demiryolu hattına bağlanmamız.
Tamamlanan Tıp Fakültemizin kurulması dosyasının Sağlık Bakanı tarafından imzalanması ve Aksaray’a yatırım yapacak iş adamlarının ve onlarla ticaret yapacaklarla gurbetçilerimizin ve hemşerilerimizin kullanacağı Hava alanına kavuşmamız veya Gülşehir Tuzköy’deki adı”Kapadokya”ya çevirilen hava alanı ile aramızdaki çalışmaları devam eden yolun 93 Km’den 60 Km’ye indirilmesinin en kısa zamanda sağlanması.
Konya’nın Ereğli,Kulu ve Cihanbeyli ilçeleri ile Ankara’nın Şerefli Koçhisar’la Niğde’nin Altunhisar ve Ulukışla ilçesi yetkilileriyle işbirliği yapılarak ilk etapta Aksaray-Adana ve Aksaray-Ankara Duble yoluna yeterli sayı ile genişlik ve yükseklikteki tüm yükler,insanlar ve hayvanların yolun altından karşıya geçmesini sağlayacak yeni şeritlerin ilave edilmesi gerekir.”dedi.
(Fotoğraflar,belge ve bilgiler Gazeteci-Yazar Ali Genç Arşivi)