Menü
MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) İnşaat Sektör Kurulu tarafından organize edilen inşaat sektörü istişare meclisi 2. toplantısını gerçekleştirdi.
Aksaray Ticaret ve Sanayi Odasında yapılan toplantıya, ATSO Başkanı Ahmet Koçaş, Aksaray Belediye Başkan yardımcısı Abdurrahim Sertdemir, Aksaray Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç.Dr. M. Emin Kara ve Yrd.Doç Dr. Salih Bektaş, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Hilmi Kumkumoğlu, Mimarlar Odası Başkanı Mehmet Yardımlı, Makine Mühendisleri Odası Başkanı Serdar Boysak, ATSO İnşaat Sektör Temsilcileri ve MÜSİAD İnşaat Sektör Kurulu üyeleri katıldı.
MÜSİAD Başkanı Abdulkadir Karatay toplantı açılış konuşmasında şunları söyledi: “ İnşaat sektörü Aksaray’ın en büyük ve en dinamik sektörüdür. Yaklaşık 70 alt sektörü doğrudan tetikleyen ve etkileyen inşaat sektörü, ekonominin lokomotifi ve tarımdan sonra en büyük istihdam alanıdır. Son yıllara bakıldığında Türkiye ekonomisinin büyüme oranının üstünde büyüyen inşaat sektörü, 1000’e yakın ürünü de insanların kullanımına sunmaktadır. MÜSİAD olarak Aksaray’da inşaat sektörünün daha büyük bir potansiyele ulaşması ve şehrin ekonomik gücüne sunduğu katkıyı artırması için sektörün aktörü olan tüm sivil toplum kuruluşlarımızla, kurumlarımızla ve üniversitemizle çalışarak hizmet etmek için buradayız. Ocak ayında yaptığımız ilk toplantı sonucunda 2. Toplantımızın gündemini iki madde şeklinde belirledik. Bunlardan ilki Kentsel dönüşüm ve uygulamaları, ikincisi ise Dünyada hızlı tren uygulamaları ve Çin örneği. Bugün üniversitemizin değerli hocalarından Doç Dr. M. Emin Kara “Kentsel dönüşüm” sunumu ile Yrd.Doç.Dr. Salih Bektaş hocamız da “Dünya da hızlı tren uygulamaları ve Çin örneği” konulu sunumları ile bizleri bilgilendireceklerdir. Sunumlardan sonra değerli katılımcılarımız ile konuyu tartışarak Aksaray’da neler yapılabilir kamuoyunda tartışmaya açmak istiyoruz. Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.”
Doç.Dr. M. Emin Kara; “Ülkemizin büyük bir bölümü deprem riski olan bölgelerde bulunmaktadır. Bu nedenle depremler karşısında alınması gereken önlemler her zaman güncelliğini korumuştur.
Özellikle 1999 Marmara depreminden sonra yasal zeminde çok önemli gelişmeler olmuştur. 1950’li yıllardan sonra köylerden şehirlere yaşanan göç sonucunda denetimin yetersiz olduğu kentleşme sürecine girilmiştir. Bunun sonucu olarak kentlerimiz; başta depremler olmak üzere bir çok doğal afetlere karşı savunmasız kalmıştır. Özellikle 1999 yılında yaşanan Kocaeli ve Düzce depremlerinin sosyal ve ekonomik sonuçları ülkemiz için yıkıcı olmuştur. Deprem konusuyla ilgili yapılan akademik çalışmaların neredeyse tamamında yapım kusurları olan ve göçme riski taşıyan bina stoğundan bahsedilmektedir.”
“Bu yapı stoğu ile ilgili iki ihtimal söz konusudur. Güçlendirme veya Yeniden Yapım. Bu kapsamda; 2012 yılında, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası çıkarılmıştır. Bu dönüşümle oluşacak afetlerde can ve mal kayıplarını en aza indirilmesi hedeflenmiştir. Bir alanın riskli alan olarak tespit edilebilmesi için alanın büyüklüğünün asgarî 15.000 m² olması gerekir. Ancak, Bakanlıkça uygulama bütünlüğü bakımından gerekli görülmesi halinde, parsel veya parsellerin büyüklüğüne bakılmaksızın ve 15.000 m² şartı aranmaksızın riskli alan tespiti
yapılabilir. Bulunduğu bölge için Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelikte tanımlanan Tasarım Depremi altında yıkılma veya ağır hasar görme riski bulunan bina Riskli Bina olarak tanımlanır. “
“Taşınmazın değeri, ilgili kurumca; taşınmaz değerleme konusunda uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan bilgi alınarak ve mahallin emlak alım satım bürolarından alınacak bilgilerden de faydalanılarak, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesindeki esaslara göre tespit edilir. Taşınmaz aynı yerine inşa edildiğinde, değeri üzerinden arsa payı türünde mülkiyet tekrar düzenlenir. Bu uygulamada maliklerin 2/3’ünün rızası aranır. Hak sahiplerine gerek kira yada kullanılacak kredide faiz indirimi sağlanmaktadır. Ayrıca, Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar; noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden ve banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaf olacaktır. Bağımsız bölüm başına en fazla 100.000 TL kredi kullanılabilir. Kredi geri ödemeleri, 2 yıl anapara geri ödemesiz ve konutlarda 10 yıl, işyerlerinde 7 yıl vadeli olarak gerçekleşecektir.”
“Tüm bu veriler ışığında Aksaray’ın kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalara bir an önce başlaması gerekir. Kentsel dönüşüm ile ilgili planlamanın yapılması ve öncelikli alanların belirlenmesi son derece önemlidir. Şehir merkezinde ekonomik ömrünü tamamlamış ve oturulamayacak vaziyette olan bina sayısı, sayıca çok olduğu gibi tehlike saçmaktadır. Bu alanlara yapılacak planlamanın yeni bir çarpık yapılaşma ve görüntü kirliliğine meydan vermeden tamamlanması tartışılmalıdır.”
MÜSİAD Başkanı Abdulkadir Karatay; “30 mart yerel seçimlerine iddialı giren tüm belediye başkan adaylarımızın özellikle Hamidiye mahallesi ve Zincirli mahallesi ile ilgili önemli kentsel dönüşün projeleri mevcut. Seçimlerden sonra Aksaray belediyesinin, sivil toplum kuruluşlarımızın ve kamuoyunun konu hakkında bilgilendirilerek projelerin gerçekleştirilmesini sağlamalıyız.”
Aksaray Belediye Başkan yardımcısı Abdurrahim Sertdemir; “Belediyemiz kentsel dönüşüm ile ilgili önemli çalışmalar yapmıştır. Özellikle Efor AVM’nde yapılan çalışmayı örnek alırsak şehir merkezinde hak mağduriyeti yaşanmadan çok önemli iki mahallemizde bu uygulamaları yapabiliriz. Şehir merkezinin yeniden yapılandırılması önemsediğimiz bir konudur. Çarşı olarak tabir ettiğimiz alanın yapılacak projelerle daha sağlıklı ve güzel yapılarla vatandaşlarımıza kazandırılması için belediye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Hilmi Kumkumoğlu; “Şehir merkezinde yapılacak kentsel dönüşüm, önemli mahallerimizden başta Fatih mahallesi olmak üzere sorunlu olan diğer bölgelere de yayılarak tamamlanmalıdır. Fiziki olarak yetersizliğe sahip birkaç mahallemiz de hızla modern ve sağlıklı bir yapılaşmaya kavuşmalıdır.”
Yrd.Doç.Dr. Salih Bektaş; ”Ülkemizin gündeminde yer alan hızlı tren hatları ve yapılan çalışmalar demiryolunun önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Dünyada gelişmiş bir çok ülkede demiryolu ağları ve demiryolu ulaşımı çok büyük önem arz etmektedir. Türkiye’de son yıllarda demiryolu ile ilgili önemli yatırımlar planlanmakta ve projeler gerçeğe dönüştürülmektedir. Bu konuda özellikle Çin’in hızlı tren uygulamaları hakkında yaptıkları çalışmadan bahsetmek istiyorum. Çin birkaç yıl öncesine kadar hızlı tren hattını ve hızlı trenlerini Almanya’ya yaptırmaktaydı. Ancak son 10 yılda teknoloji transferini sağlayan Çin kendi mühendisleri ile yaptığı çalışmalar sonucunda dünyanın en uzun demiryolu hattını ve dünyanın en hızlı trenini yapmayı başardı. Ucuz ürünleri ile dünya pazarını altüst eden Çinli üreticiler, son yıllarda yaptıkları çalışmaları ile bugün dünyanın en hızlı trenini ve ona uygun demiryolu hattını kendi üreterek çok büyük bir başarı yakaladı. Yapılan çalışmalar milyar dolarlık yatırımlarla ülke ekonomisine, bir çok ülkeye bu teknolojiyi satarak önemli katkı sağlayacağı hesap ediliyor. Ülkemizde hızlı tren hatları ile bir çok şehrimizi birbirine bağlamayı ve ulaşımda önemli bir avantaj sağlamayı planlamaktadır. Bugün hayal olarak nitelendireceğimiz ancak çok yakın zamanda ülke olarak üretimini gerçekleştireceğimiz demiryolu hatları ve hızlı trenler için yatırımcıları aksaray’a kazandıracak çalışmalar planlamalı ve bu doğrultuda projeler gerçekleştirmeliyiz. “
