Kolorektal kanser dünyada ve ülkemizde ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın kanser istatistikleri kayıtlarına göre hem erkeklerde hem de kadınlarda üçüncü sırada yer almaktadır.
Dünya çapında 1.849.518 kişiye (%10.2) kolorektal kanser tanısı konulurken, 880.792 kişi (% 9.2) söz konusu kanser nedeni ile hayatını kaybetmektedir. Kolorektal kanser erken evrede teşhis edildiğinde büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olup kolorektal kanser tarama programlarının ilgili kanserin morbidite ve mortalitesine olumlu katkısı olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Kolorektal kanserlerin taranmasındaki temel amaç; ülke çapında oluşturulan ulusal bir tarama programını hedef popülasyona uygulayarak, kolorektal patolojileri henüz premalign veya erken evrede iken tespit etmek, etkin ve basit yöntemlerle tedavi etmek suretiyle de invazif kanser sıklığını, buna bağlı morbidite ve mortaliteyi düşürerek olası karmaşık ve pahalı tedavileri önlemektir. Gerek yaşam kalitesini arttırdığı gerekse de süresini uzattığı için tarama programı Dünya Sağlık Örgütü tarafından da önerilen üç programdan birisidir.
Kolorektal kanserde erken teşhis ile mortalite ve morbidite azalmasının yanında; tedavi maliyetlerini de düşürecektir. Kolorektal kanseri erken evrede teşhis etmenin yolu ise hastalığı asemptomatik evrede tarama programları ile yakalamaktır. Ülkemizde kanser taramalarının yapılması ve dolayısıyla kanser vakalarına bağlı ölümleri azaltmak amacıyla Kolorektal Kanser Taraması Ulusal Standartları belirlenmiştir. 50-70 yaş arasında kadın ve erkek nüfusa Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir bir şekilde 2 yılda bir ücretsiz olarak tarama yapılmaktadır. 50-70 yaş arasında her 10 yılda bir de kolonoskopi ile tarama önerilmektedir. Akabinde GGT pozitif olan kişiler uygun standartlarda kalite kriterlerine göre teşhis merkezlerimize yönlendirilmektedir. Ülkemizde %20-30 oranında kolorektal kanser taraması yapılmaktadır.
Risk Faktörleri
Kolorektal kanserinin değiştirilebilir risk faktörleri şunlardır:
Kolorektal kanserinin değiştirilemez risk faktörleri şunlardır:
Belirtiler
Kolorektal kanserlerinde en sık görülen belirtiler şunlardır;
Tanı
Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserleri de iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Bu nedenle amaç, daha kanser belirti vermezken tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması, kolorektal kanserini önleyebilir. Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserini tedavisi daha etkin olabilir. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki kişiler taranmalı ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler ise daha erken tarama programına alınmalıdır.
Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile yaşam süresi ve kalitesi artmaktadır.
Tedavi
Kolorektal kanserinde cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Korunma
Kolorektal kanserini önlemek için atılması gereken en önemli adımlardan biri tarama olmakla birlikte aşağıdaki sağlıklı yaşam davranışlarını uygulamak da sadece kolorektal kanserinden korunmada değil birçok kanserden korunmada da önemlidir:
Kanser taramalarının en önemli basamaklarından biri farkındalık çalışmalarıdır. Mart ayı da Kolorektal kanser farkındalık ayı olarak tüm dünyada ve ülkemizde kabul görmüş ve çeşitli etkinliklerle farkındalık oluşturulmaya çalışılan bir aydır.