Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Şahin, Tıp Fakültesi´nin kurulmasının şehre ciddi bir katkı sunacağını; sadece tedaviler ve tıp eğitimi noktasında değil, halkı bilinçlendirme anlamında da Tıp Fakültesi´nin önem teşkil ettiğini söyledi.

- Tıp Fakültesi´nin İlk Etkinliği -

ASÜ´nün ev sahipliğinde, Aksaray Belediyesi ve Aksaray Kadın Girişimciler Kurulu´nun destekleriyle düzenlenen ?Meme Kanserinde Erken Teşhis Hayat Kurtarır, Geç Kalmayın? konulu konferans büyük bir ilgi gördü. Konferansta, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Namık Özkan, hastalığın detaylarına, görülme sıklığına, risk faktörlerine ve tedavi yöntemlerine dair önemli bilgiler aktardı. Etkinliğin açılışında konuşan ASÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Şahin, halkın bilinçlenmesi noktasında da Tıp Fakültesi´nin önemli bir yeri olduğunu belirterek, ?İnşallah ilerleyen süreç içerisinde pek çok benzeri konferans düzenlemeyi planlıyoruz. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederiz? dedi.

- ?Neden Ben? Dememek İçin Sağlığa Dikkat Edilmeli -

Aksaray Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice Şahin Eroğlu ise toplumun bilinç düzeyini arttırmak açısından bu gibi programların ve bu programlara gösterilen yüksek katılımların önemli olduğunu vurguladı. Sivil toplum örgütlerinin ana vazifelerinden birisinin de, bu gibi programlara katkı sunmak olduğuna dikkat çeken Eroğlu, ?Programın düzenlemesinde emeği olan diğer kurumlara da teşekkür ediyorum. Meme Kanseri konusunda kadınların bilinçlenmesi, sağlıklı nesiller için önem arz ediyor. Herkesin yakınlarından birileri bu rahatsızlığı yaşamıştır veya yaşayabilir. Erken tanı bu hususta önem teşkil ediyor? dedi. Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı´nın eşi Hasibe Yazgı da, hayatta pek çok vazifeyi üstlenen kadınların bazen kendisini unuttuğunu belirtti. Gülen, güçlü kadınların toplumun ilerleyişi noktasında önem arz ettiğine dikkat çeken Yazgı, ?Kadınlar sağlıklarına önem vermeli ve ?neden ben´ dememek için ?önce ben´ demelidir. Programın düzenlenmesine katkı sunan herkese çok teşekkür ediyorum? şeklinde konuştu.

- Kanser, Önce Köken Aldığı Dokuda Büyür -

Yapılan açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Namık Özkan önce kanserle alakalı genel bilgiler aktardı. Normalde kas ve sinir halindeki hücrelerin belirli bir çoğalma kapasitesine sahip olduğunu, ancak kanserin, çeşitli sebeplerle hücrenin genetik materyallerinde değişiklik yaparak, hücreye sonsuz bölünme yeteneği kazandırdığını ifade eden Özkan, ?Kanser önce kendi köken aldığı dokuda büyür ve o dokuyu harap eder. Büyüdükçe beslenme ihtiyacı doğar, kendi kan ve lenf damarlarını oluşturur. Bu lenf damarlarıyla vücudun diğer organlarına dağılır ve buralara da hasar vererek, organizmayı ölüme götürür? dedi.

- 2030´da Dünyada 25 Milyon Kişiye Kanser Tanısı Konulabilir-

Kanserin büyük bir sağlık sorunu olduğunu ve her beş kişiden ikisinin, yaşamı boyunca bir biçimde kansere yakalandığını dile getiren Prof. Özkan, ?Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, 2015 yılında dünya genelinde 14 milyon kişiye kanser tanısı konmuş. Bunun 2030 yılında 25 milyon kişiye kadar ulaşacağı belirtiliyor. Bunların büyük kısmı da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecek. 2015 yılında yaklaşık 9 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetmiş. Bu ölümlerin büyük kısmı da, erken tanı yapılamaması nedeniyle oluyor? dedi. Erkeklerde en çok akciğer, karaciğer, mide, kalın bağırsak ve prostat kanserleri görülürken, kadınlarda ilk sırada meme kanseri olduğuna dikkat çeken Prof. Özkan, ?Daha sonra akciğer, kalın bağırsak, rahim ağzı ve mide kanserleri geliyor. Yapılan çalışmalar, bu kanserlerin yüzde 30-50´sinin çeşitli değişikliklerle önlenebileceğini gösteriyor. Örneğin; sigara. Sigara kullanımı azaltılırsa akciğer kanseri olasılığı ciddi manada azalıyor? dedi.

- Meme Kanseri Risk Faktörleri İkiye Ayrılıyor -

Kadınlarda görülen her dört kanserden birisinin meme kanseri olduğunu, 40-65 yaş arasında bu hastalığın daha fazla görüldüğünü anlatan Özkan, ?Bir kadında meme kanseri görülme riski yaklaşık yüzde 12´dir. Meme kanseri risk faktörlerini ikiye ayırıyoruz; birincisi kişinin değiştiremeyeceği, diğeri ise değiştirilebilir faktörler. Yaşınızı, ırkınızı, genetik yatkınlığınızı, çevresel etkenleri, ilk adet ve menopoz yaşınızı değiştiremezsiniz. Ama ilk doğum yaşını, doğum kontrol ilaçlarını kullanıp kullanmamayı, alkol alımını, beslenmeyi, kilo kontrolünü değiştirebilirsiniz? dedi.

- Hastalık Genellikle 50 Yaş Üzerinde Ortaya Çıkıyor -

Meme kanserinin kadın hastalığı olarak bilindiğini ancak erkeklerde de görülebildiğini vurgulayan Özkan, ?Kadınlarda daha fazla görülmesinin sebebi ise kadınlardaki meme dokusunun büyüklüğü ve kadınlık hormonlarına daha fazla maruz kalmalarıdır. Yaş ilerledikçe risk artıyor ve 20 yaşın altında neredeyse hiç görülmüyor. Genellikle 50 yaş üzerinde ortaya çıkıyor. 20-30 yaş aralığındaki bir kadının meme kanserine yakalanma ihtimali 2 binde birken, 70-80 yaş diliminde 14´te bire kadar geliyor. Ailenizi de değiştiremezsiniz ve ailenizde meme kanseri hikâyesi varsa ihtimal iki kat artıyor. Tanı konulan meme kanserlerinin yüzde 80´inde aile hikâyesine rastlanıyor? şeklinde konuştu.

Sunumun ardından soruları yanıtlayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Namık Özkan´a, Rektör Şahin, bir plaket takdim etti.