Aksaray Milletvekili Ayhan EREL, TBMM Genel Kurulda kürsüden yapmış olduğu konuşmada HDP ‘nin kulanmış olduğu “Kürt İlleri” söylemine tepki gösterdi.
KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Ayhan EREL yapmış olduğu konuşmada;
“HDP'li milletvekilinin "Kürt illeri" kavramını kabul etmek mümkün değil, Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bir coğrafya denilebilir. Biz Allah'ı bir, kitabı bir, Kur'an'ı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı bayrak için mücadele eden insanların yaşadıkları coğrafya üzerinden bölmeye kalkışmak bu vatana yapılacak en büyük ihanettir.
Ben Ayhan Erel olarak sadece Aksaray milletvekili değilim, Muş'un da vekiliyim, Batman'ın da vekiliyim, Diyarbakır'ın da vekiliyim, Edirne'nin de vekiliyim dolayısıyla Türkiye'nin vekiliyim. Bu söylemlerle hiçbir yere varmak mümkün değil. O yörede yaşayan insanlarımızın hiçbiri ben Kürt ilindenim dediğini duymadım. Lütfen bu söylemlere itibar etmeyelim.” İfadelerini kullandı.
EREL yapmış olduğu konuşmanın devamında;
Geçen Cuma günü Grup Başkanımız Sayın İsmail Tatlıoğlu'yla beraber seçim bölgem Aksaray'daydık. Orada hem ziraat odasını hem ticaret odasını ziyaret ettik. Ticaret odasında bulunan esnafımızın, sanayicimizin talebi matrah artırımı yönünde. AK Parti'li milletvekili arkadaşlarımıza ve komisyona duyurmak istiyorum. Ticaretle meşgul olan vatandaşımızın, bu konuda çok büyük bir talebi var, lütfen bu talebe duyarsız kalmayın. Yine orada vergisini zamanında ödeyen, imkânlarını zorlayıp vergisini ödeyen, devlete olan görevini zamanında yapan insanlarımız: "Bu vergiyi ötelemeye, yapılandırmaya bir şey demiyoruz ama biz kıt kanaat vergimizi zamanında ödedik, o zaman bir dahaki döneminde tahakkuk edecek vergiden bize bir ödüllendirme yapılsın, ödeyeceğimiz vergiden belli bir oradan düşme olsun." diyor. Ziraat odasını ziyaret ettiğimizde ziraat odası Başkanımız: "Bizler çatısız, açık havada fabrika işleten insanlar gibiyiz, dolayısıyla sanayicilere tanınan haklar ve pozitif ayrımcılık bize de tanınsın İŞKUR üzerinden çiftçilerimize de, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza da işçiler verilsin. Bizim kullandığımız elektrikten de tıpkı sanayiciler gibi indirim yapılsın." diyor. Bu konuda da 1'inci partiye vatandaşlarımızın uyarısını iletmek istiyorum. Yine çiftçilerimiz diyor ki: "A'dan Z'ye bütün borçları yapılandırıyorsunuz, Tarım Kredi Kooperatiflerinin devlete olan borçlarını yapılandırıyorsunuz ama çiftçinin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını, kamu bankalarına olan borçlarını yapılandırmıyorsunuz. Geçen sene biz Tarım Kredi Kooperatifleriyle yaptığımız yapılandırmada yüzde 15 faizle yapılandırma işlemine girdik; yüzde 15 nerede, şimdiki yüzde 2'ler nerede. Biz de bu haktan faydalanmak istiyoruz." Alın teri göz nuruyla çalışan ve her zaman -dediğim gibi- sabah ezanıyla çilesi başlayan, yatsı namazına kadar çilesi devam eden çiftçilerimize de bu konuda bir yapılandırma yapmanızı bekliyoruz. Yine çiftçilerimiz sulama birliklerine, kamu bankalarına ve elektrik idarelerine olan borçlarında da yapılandırma talep ediyorlar. Yine onlar diyor ki: "Ak Parti iktidara geldiğinde biz 1 ton buğdayla 30 gram altın alırken şimdi 1 ton buğdayla ancak 4 gram altın alabiliyoruz."
Yine gittiğimiz yerlerde şöyle bir taleple karşılaştık: Sosyal Güvenlik Kurumu girişi olup işten ayrılan bir kadının doğum süreci borçlanmaya sayılırken Sosyal Güvenlik Kurumu girişi öncesinde doğum yapan kadının bu süreçte borçlanma hakkı bulunmuyor ve değerli annelerimiz de erkeklerimizde olduğu gibi, emeklilikte askerlik borçlanması gibi doğum borçlanması istiyorlar. Yine en çok karşılaştığımız taleplerden bir tanesi de yüzde 30, yüzde 70 diye bir kriter koymuşsunuz taşeron işçilerine, bunu anlamak mümkün değil. Bir hastanenin mutfağında bulaşık yıkayan vatandaş taşeron işçiliğine devam ederken diğer yerde yeri süpüren, lavaboyu temizleyen vatandaş ise kamuda kadrolu olmuş. Bu ayrımı neye göre yaptınız? Vatandaşlar arasında bu ayrılığı niye getirdiniz? Çalışma huzurunu, çalışma barışını niye bozdunuz hâlâ anlamış değiliz. Gelin bu yanlıştan vazgeçin. Bir an önce, kamuda çalışan tüm taşeron işçilerini Allah rızası için bu çocukların, bu çalışanların umutlarını çökertmemek adına kadroya geçirin diyorum.