Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Sabire Yazı Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Kimyacılar Haftası münasebetiyle Dedektif Kimyacılar isimli bir konferans düzenledi. Konferansa konuşmacı olarak Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy katıldı. Kimyacıların, bazı karanlıkta kalmış olayların aydınlatılması, adaletin tecelli etmesi, insanların haksız yere töhmet altında kalmaması, gerçek suçluların bulunması konusunda son derece önemli hizmetlerde bulunduğunu söyleyen ASÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, yaptığı kısa açılış konuşmasında üniversite hakkında bilgiler verdi. ASÜnün genç, dinamik ve enerjik bir üniversite olduğunu ifade eden Acar, ASÜ, toplumsal çeşitliliği kucaklayan, farklılıkları zenginlik olarak gören, kimseyi ötekileştirmeyen, düşünce, inanç, kılık-kıyafet başta olmak üzere bütün özgürlüklere saygılı olan, özgürlüğü değerler skalasının en üstüne yerleştiren, öğrencisinden akademisyenine herkesi birinci sınıf memleket evladı kabul eden bir üniversitedir. Üniversitemiz ayrıca Türkiyenin en hızlı büyüyen ve gelişen üniversitelerinden birisidir. 4 yılda öğrenci sayısını 8 binden 18 bine, Öğretim Elemanı sayısını 487den 730lara, fakülte sayısını 4ten 9a, laboratuvar sayısını sıfırdan 26ya, uluslararası öğrenci sayısını sıfırdan 480e çıkaran bir üniversiteyiz. Gerek fiziksel imkânlarımız, gerek akademik personelimiz, gerekse öğrenci sayımız bakımından Türkiyenin en hızlı büyüyen üniversitelerinden birisiyiz dedi. Kimya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berkant Kayan ise bölümünü tanıttı ve kimyanın aslında bir sihir olduğunu belirterek, Mesela azot dioksit normalde sülfürik asidin hammaddesi olarak kullanılabilecek bir maddeyken, diazot monoksit, anestezide de kullanılan ve güldüre güldüre insanı öldüren bir sinir gazıdır. Sadece atomların yeri değişmiştir. Burada kimyanın sihir kısmı ortaya çıkıyor. Etrafımızda kimya ile ilgili olmayan hiçbir şey yok. Kimyayı hayatınızdan çıkaramazsınız dedi. Türkiyenin internet ve teknoloji alanlarında yaşanan gelişmelere ayak uydurmaya çalıştığını ancak, Türkiyedeki suç dünyasının bu gelişmelere kesinlikle ayak uydurduğunu belirterek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Sevil Atasoy, iyi vatandaşların da teknolojiden ve bilgiden en az kötüler kadar iyi yararlanmak zorunda olduklarını, yoksa suçla mücadele etmenin mümkün olmadığını söyledi. Hiçbir şey apaçık ortada görünen kadar aldatıcı değildir cümlesinin çok önemli olduğunu ve suç soruşturması yürütenlerin bu cümleyi aklından hiç çıkarmaması gerektiğini söyleyen Prof. Atasoy, Gördüğüne inanma; kendi gözlerinle görmüş olsan bile onun arkasında başka bir gerçek olabilir. Duyduğuna inanma, tanıkların anlattıklarına hiç inanma; ben yaptım diyene de, gördüm o yaptı diyene de inanma. Kokladığına sakın inanma; güzel kokar ama çok zehirli bir şey olabilir, kötü kokar ama çok iyi bir şey olabilir. Hiçbir şeyin tadına bakma, tattığına inanma; çok tatlı bir şey gibi durur ama önemli bir zehirdir, çok acıdır ama aslında vücuda çok faydalıdır. Kısacası duyularımız arasında hiçbirine inanmamayı ve sadece kanıt peşinde koşmayı tavsiye ederiz. Bir suç soruşturması bu gibi önyargılardan kurtulduğunda başarıya ulaşır. Farklı, sınırsız ve alternatif düşünmek gerekiyor dedi.
Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy, konuşmasının ardından öğrenci ve akademisyenlerden gelen soruları yanıtladı.