CHP Aksaray İl Başkanı Doğan Koşar Atatürk Anıtına çelenk koyduktan sonra şunları konuştu.Anayasa Madde 1. “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye devletinin şekli hükümeti Cumhuriyettir.” diyenler, Padişah kulluğundan özgür bireye geçişi haykırıyorlardı.
30 Ekim 1918 Mondros mütarekesi, Osmanlı’nın teslimi, Ülkenin parçalanmasıdır. 29 Ekim 1923, tarihten silinmek istenen mazlum milletin İNTİKAMIDIR.
Cumhuriyeti kuran yiğit kadrolara, Mustafa Kemal Atatürk’e yıl arkadaşlarına, minnet ve şükranlarımız sonsuzdur.
İşgal, sömürü, zulüm, yokluk, yoksulluk, cahilliğe isyan eden bu fedakâr kadrolar, taş üstünde oturup, kar üstünde yatarak bu cumhuriyeti kurdular.
Cumhuriyet Laiklikle, kalkınmayı buluşturup modern bir yaşam tarzı yakalamıştır.
Sıfır okuyan yazan bir toplumdan %100’lere varan okuma yazma oranını yakalamıştır.
Ülkeyi bir turistten, 25 milyon turiste taşımıştır.
Bir barajdan 300 baraja ulaştırmıştır.
Yetişmiş insan gücü, TBMM, iktidar, muhalefet, seçme ve seçilme hakkı, sandık Cumhuriyetin eserleridir.
Cumhuriyet bizi Irak, Suriye, Libya, Mısır olmaktan kurtarmıştır.
Mustafa Kemal’in yol arkadaşlarından İsmet Paşa, “Benim en büyük yenilgim 50 yenilgisidir. Ancak bu yenilgi, aynı zamanda en büyük zaferimdir. Çünkü Cumhuriyetimizi, demokrasi ile taçlandırdık” demiştir.
Cumhuriyetimizin hedefi, çoğulcu ve katılımcı demokrasidir. Yöntemi akıl ve bilimdir. 1920’lere gittiğinizde, akıl ve bilimi temel alırsanız, tarım toplumundan çağdaş topluma geçmek için Cumhuriyetin altı ilkesine varırsınız.
Zor kurulan bu cumhuriyetin 91.yıl coşkusunu yaşıyoruz. Ancak, Karaman’ın Ermenek ilçesindeki, Pamuklu Köyü yakınlarında bulunan kömür ocağını su bastı. 18 işçimiz mahsur kaldı. O nedenle coşkumuzu yaşayamıyoruz. Köylerimizde bize gülmek yaramaz derler. Bu nedenledir mi bilemem, 13 Mayısta Soma katliamını yaşamış ve 19 Mayısta bayram yapamamıştık. Bu faciaların yaşanmadığı bir Cumhuriyete yürümeliyiz.
Cumhuriyeti kuranlar, iki büyük eserimiz var demişti. Birisi, 91.yılını kutladığımız Cumhuriyet, diğeri çelengini koyduğumuz Cumhuriyet Halk Partisi. Her ikisinin de kıymetini bilmek zorundayız.
Cumhuriyetin temel değerleri ile savaşanlar var.
Demokratik, laik, üniter ve anayasal Cumhuriyetten uzaklaşıyoruz.
Atatürk’ün Çankaya’sını yüceltmek yerine, Atatürk Orman Çiftliğindeki ağaçları katlederek, Mussoli’nin Roma’daki Eur’una, Naziler’in Nürnberg’ine, Çavuşesku’nun Bükreş sarayına özenenler var. İstanbul’daki bakımlı Huber köşkünü bırakıp, Vahdettin Köşkü’nü seçerek mesaj verenler var. Oysa bunu yapanlar, Cumhuriyet sayesinde oradadırlar.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri ile oynamaktansa, otoriterleşmeden, özgürlükleri yok etmeden YENİ VE KATILIMCI BİR ANAYASA YAPMALIYIZ. Vatandaşını eşit ve tarafsız kucaklayan, yolsuzluklardan arınmış bir cumhuriyete yürümeliyiz. Para, para, para diyen bir Cumhuriyetten, insan, insan, insan diyen bir Cumhuriyete yürümeliyiz. Temeli sosyal adalet ve hukuki adalet olan bir Cumhuriyete yürümeliyiz.
Gencecik insanların yollarda kim vurdu ya gitmediği, işçi cesetleri üzerinde yükselmeyen, üreten, spor, sanat ve bilimde başarı yakalayan bir Cumhuriyete yürümeliyiz.
Uzun ve sağlıklı yaşam, Bilgiye erişim, İnsana yakışır bir yaşam standardı ölçütlerine göre, 187 ülke arasında 69.olan cumhuriyetimizi ön sıralara taşıyan bir heyecan yaratmalıyız. Matematik ve fende sonuncu olan cumhuriyetimizi ön sıralara taşımalıyız.
Çelenklerimizi Valimiz, Garnizon Komutanımız, Belediye Başkanımızla koyduğumuz bir Cumhuriyete yürümeliyiz.
Yılgınlık yok,
Ümitsizlik yok,
Cumhuriyetimizin, 10 yılında, 10.Yıl Marşının heyecanının hala yakalayamasak bile, bu heyecanı yakalamak konusunda önümüz aydınlık .
Bu duygularla
YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN CUMHURİYET diyorum, tüm hemşerilerimin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum ve saygılar sunuyorum.