Diyetisyen Adeviye Filikci yaptığı açıklamada: Kasım ayıyla birlikte artan soğuklardan korunmak amacıyla kışlık kıyafetler dolapların üst raflarından alt raflarına inmeye başladı. Pekiviral enfeksiyonlardan korunmak için bağışıklık sistemimizi güçlendirici tedbirler alıyor muyuz?
Diyetisyen Filikci açıklamasının devamında: Öncelikle ?Bağışıklık sistemi nedir?? sorusunu yanıtlayalım isterseniz. Hastalıklara karşı bizleri korumak için programlanmış sisteme bağışıklık sistemi denir. Bağışıklık sistemini akyuvar hücreleri, akyuvarları üreten lenf sistemi, bazı enzimler ve antikorlar oluşturur.Mikroplar vücuda girdiğinde hızla çoğalır. Çoğalan mikroplar vücut direncini kırarak hastalıklara yol açar. Tabi bu durum bağışıklık sistemi güçsüz olanlarımız için geçerli! Eğer bizim sistemimiz güçlü ise kaleyi koruyan asker gibi mikroorganizmaların vücudumuza girmesini engeller. Bu bilgiden sonra bağışıklık sistemimizi nasıl daha güçlü hale getireceğiz peki diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hiç bekletmeden anlatıyorum o zaman J Sağlıklı beslenme bu sistemin düzgün çalışması için en büyük desteği sağlıyor.Bağışıklık sisteminin desteklenmesinde kullanılan en önemli maddeler A, C,D, E vitaminleri, demir, çinko ve selenyum mineralleridir.
A vitamini: Antitümör aktivitesi, savaşçı hücreler (akyuvar) güçlendirilmesi, antikor tepkisinin artırılması dahil pek çok bağışıklık sürecini destekler ve uyarır. Eksikliği olan kişiler özellikle viralenfeksiyonlara daha kolay yakalanır. Süt, balık yağı, yumurta önemli kaynaklarıdır.
C vitamini: Antiviral ve antibakteriyal etkisinin yanı sıra bağışıklığı arttırır ve güçlendirir. Turunçgiller, yeşil biber, kivi, maydanoz, kiraz, kavun önemli kaynaklarıdır.C vitamininiAlımını Abartma! Herşeyin fazlası zarar!Günlük almamız gerekenden fazla aldığımız C vitaminin fazlası idrarla atıldığından C vitamini alımını arttırmak adına yediğimiz porsiyonlarca meyve kilo yönetimine olumsuz etki edebilir. Yetişkinler için günlük C vitamini gereksinimi 60 mg´dır. 1 orta boy kivi veya 1 orta boy portakaldan bu gereksinimin rahatlıkla karşılandığını bilin ve günlük meyve porsiyonunun sınırsız olmadığını unutmayınJ
D vitamini:2010 yılında Japonya´da 340 çocuğun dahil edildiği bir çalışmada bir gruba günde 1200IU D vitamini içeren hapları verilirken diğer gruba verilmemiş. Araştırmanın sonunda; D vitamini verilen grubun gribe yakalanma oranının verilmeyen gruba göre %40 daha düşük olduğunu tespit edilmiş.D vitamini, D vitaminini alabileceğimiz en iyi besin balık yağı dışındaki gıdalarda (yumurta, süt, karaciğer) çok az bulunur. Biz besinlerle daha çok D vitamininin öncül maddelerini alırız ve bunların D vitaminine dönüşmesi güneş ışınlarıyla gerçekleşir. Evet kışın güneş kendini çok az göstersede fırsatları kaçırmayıp yararlanmasını bilmeliyizJ
E vitamini: Serbest radikallerin tutulmasına yardımcı olur. Soya, susam, ceviz, badem, fıstık vb yağlı tohumlar önemli kaynaklarıdır.
Demir: eksikliği lenf bezlerinin yapısının bozulması, savaşçı hücrelerin işlevinin azalması gibi bağışıklık sisteminde önemli bozukluklara neden olur. Özellikle kırmızı et, yumurta da hayvansal demir, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzelerde bitkisel kaynaklı demir bulunur. Hayvansal kaynaklı demirin vücuttaki kullanım oranı bitkisel kaynaklı demire göre daha yüksektir.
Çinko; bağışıklık sisteminin verdiği yanıtları tanıyıp, buna bağlı hücreleri aktive eden ve bağışıklık sisteminin bütünlüğünü koruyan bu minerali bir nevi vücudun koruyucu kalkanı olarak düşünebiliriz. Bağışıklığımızı güçlendirmek için günlük beslenmende çinkodan zengin besinlere mutlaka yer vermeliyiz. En fazla çinko içeren 3 besin; istiridye mantarı, kaju, tavuk.
Selenyum; bağışıklık sistemini güçlendiren bir diğer mineral olan selenyumun grip ile doğrudan ilişkisi olduğunu söylesem ne dersiniz? 2009 yılında yapılan bir çalışmada selenyum seviyesi düşük bireylere grip virüsü enjekte edilmiş ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında selenyum seviyesi düşük bireylerin çok daha kısa sürede enfeksiyonayakalandığı ve iyileşme sürelerinin çok daha uzun olduğu tespit edilmiş. Bu nedenle günlük beslenmemizde selenyum içeren besinlere önem vermeliyiz. Selenyumdan zengin besinlere örnek olarak balık, tavuk eti, yumurta, soğan, ay çekirdeği, mantar, peynir ve diyetlerin vazgeçilmez lezzeti yulaf verilebilir.
ÖNERİLER
v Yeterli ve dengeli beslenin: Yukarıda anlattıklarıma ek olarak A, B6, B12, C, D vitamini ve demir kalsiyum ve magnezyumdan zengin bir besin olan zencefilin enfeksiyon azaltıcı etkisi vardır; yemeklerinize, salatalarınıza ekleyin.Güçlü bir antioksidan olan keçiboynuzunu tüketmeye çalışın.Brokoli, karnabahar ve lahana gibi bitkisel besinlerin içerdikleri glukozinolatlar nedeniyle kanser riskini azalttığı bilinmektedir. Bunları günlük beslenmenize ekleyin.Sarımsak ve soğandabulunan allilik sülfitler bağışıklık sistemini güçlendirir, serbest radikallerin atılımını arttırır, tümör hücre çoğalmasını engeller, kolesterol düzeyini azaltır. Yapılan bir çalışma mide kanseri gelişme riski ve soğan sarımsak tüketimi arasında ters bir ilişki olduğunu göstermiştir.Ayrıca sarımsak çiğ halinde anti bakteriyeldir ve virüslere karşı etkilidir.
Probiyotikler ise hastalık yapan mikroorganizmaların çoğalmasını engeller, bağırsağın düzenli çalışmasına yardımcı olur. Kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Yoğurt ve kefirde yoğun olarak bulunur. Bu probiyotik bakteriler besin olarak prebiyotikleri (pırasa, enginar, patlıcan, soğan ve sarımsakta bulunan karbonhidratları) kullanır. Bu açıdan beraber tüketildiklerinde daha iyi fayda gösterirler. Kuşburnu, antioksidan ve antienflamatuar özeliktedir. Osteoartrit, soğuk algınlığı tedavisinde etkinliği çalışmalarla kanıtlanmıştır.Ihlamursoğuk algınlığı şikayetlerini hafifletici ve ağrı gidericidir.Ekinezya, bağışıklık sistemini güçlendirir, doğrudan antiviral aktivite gerçekleştirir ve bakterilerin yayılmasını önler, soğuk algınlığını engeller.
v Su tüketimini artırın:Bağışıklık sistemi başta olmak üzere vücutta ki tüm sistemlerin düzenli ve sağlıklı çalışması için su tüketiminin kontrollü ve yeterli olması gerekir. Grip gibi enfeksiyon hastalıklarında ise su ihtiyacının artar. Dikkat etmemiz gereken günlük su miktarı 2- 2.5 litredir.
v Uyku sürenizi düzenleyin: Yapılan araştırmalar düzensiz uykunun bağışıklık sistemini düşürdüğünü ve buna bağlı olarak vücutta ki antikor sayısının da azaldığını göstermiştir. Gripte hayati önem taşıyan bağışıklık ve vücudun mikroplarla savaşmasını sağlayan antikorların etkinliğini sürdürebilmesi için düzenli ve kaliteli uykuya önem vermeliyiz.
v Düzenli egzersiz yapın:Düzenli egzersiz bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor virüslerle ve bakterilerle savaşmayı sağlıyor. Bu nedenle günde en az yarım saat yürüyüş yapmalı ya da hareket etmelisiniz.
v Hijyen:Eve gelince kıyafetlerinizi değiştirin, ellerinizi sabunlu suyla yıkayın ve bunu çocuklarınıza da alışkanlık haline getirin. Kapalı mekanlardan, havalandırması iyi olmayanyerlerden uzak durun.
v Stres: Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Stresli ortamlardan uzak durun, kendinize zaman ayırın. Şeklinde konuştu.