Aksaray Üniversitesi’nde (ASÜ) Aktif Gençlik Topluluğu tarafından düzenlenen “İslam Dünyası’nın Son Yüzyılı ve Türkiye” konulu konferansta konuşan Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, Rabia katliamının herkesin gözünün önünde yaşandığını belirtti. ASÜ Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’ndaki toplantının selamlama konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mustafa Acar, geçen hafta “Müslüman Dünyada Sivil Toplum ve Değerlerin Önemi” konulu bir sempozyum için İstanbul’a gittiğini ve bir tebliğ sunduğunu söyledi. “Biz, İslam Medeniyeti olarak, maalesef son birkaç yüzyıldır acıların çocuğunu oynuyoruz, perişan vaziyetlerdeyiz” diyen, ancak bunun tarihin eski dönemlerinde böyle olmadığını belirten Rektör Acar, “8-13’üncü yüzyıl arası dünyaya baktığınız zaman, aynen bugün Avrupa ve batı medeniyetlerinin bizimle olan vaziyetinin tersi bir manzara vardı. O zaman dünyada en zengin kütüphaneler, rasathaneler, tıp, astronomi, matematik bilginleri, edebiyatçılar, şairler, bilim adamları Müslüman dünyada yetişiyordu. Avrupa için karanlık çağ olan o dönemler, İslam dünyası için karanlık çağ değildi” dedi. 14-15’inci yüzyıldan itibaren dengelerin değiştiğini ve bugünkü duruma gelindiğini kaydeden Prof. Dr. Mustafa Acar, “19’uncu yüzyılda Avrupa, dünya egemenlik tahtına oturdu. Ondan buyana da İslam dünyası 20’nci yüzyılın ilk yarısını askeri işgallerle, başkalarının boyunduruğu altında geçirdi. Bizim gibi uzun süre işgal altında kalmamış, bağımsızlığını o anlamda hiç kaybetmemiş ülkeler bile kendisini henüz toparlayabilmiş değil. “Acaba biz bu hale neden düştük? Bugünkü durumu düzeltmek, tersine çevirmek ve içinde bulunduğumuz kötü durumdan kurtulmanın yolları nelerdir?” soruları önemli sorulardır. Bunlar hususunda her Türk gencinin, her Müslüman gencin ve her Müslüman aydının derin şekilde düşünmesi gerekiyor” dedi. Bunun tarihi, coğrafi, içsel ve dışsal sebepleri olduğunu vurgulayan ASÜ Rektörü, rasyonalist yani akılcı gelenekle nakilci gelenek arasındaki entelektüel tartışmalarda-tarihin belirli bir döneminde- hadisçi, nakilci metinci, kaderci anlayışın galip geldiğini belirterek, “Coğrafi, siyasi, tarihi sebeplerin yanı sıra; İslam dünyasının daha sonraki yıllarda içine girdiği durgunluğun, içine kapanmanın ve özgürlükçü değerlere mesafeli bakmanın en önemli entelektüel sebebi budur” dedi. “Eğer bir gün küllerimiz üzerinden yeniden yükseleceksek, bu meseleyi aşmamız gerekiyor” diyen ASÜ Rektörü, şöyle devam etti: “Kur’an-ı Kerim’de, Hadislerde aklımızı kullanmamız, etrafımızı gözlemlememiz, doğada, tabiatta, semada, arşta, nehirlerde, denizlerde olan bitenler üzerine kafa yormamız, ibret almamız gerektiği söylenir. Buna rağmen biz kuru kuruya geçmiş insanların yaptıklarına ve söylediklerine bağlı kalırsak, yorumu reddedersek, ticarette yabancı mallara iç piyasayı kapatırsak, özgürlüklere karşı ciddi disiplinci ve baskıcı yöntemleri öne çıkartırsak, maalesef Allah’ın verdiği yaratıcı yeteneği de iyi kullanamıyoruz, yeteneklerimiz köreliyor ve giderek yoksulluğun pençesine düşüyoruz. Bugün İslam dünyası değişim sancılarını yaşıyor. Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da olan, Suriye’de de olmakta olanları biliyoruz. Arzu ediyoruz ki; artık baskıcı rejimlerden kurtulalım, daha özgürlükçü, insan haysiyetine daha yaraşır, bizi daha zengin ve müreffeh yapacak bir dönüşüm yaşayalım. Ama buna müsaade etmeyenler, etmek istemeyenler var. Bunlar üzerinde ciddi şekilde düşünmemiz gerekiyor. Zihinsel planda, dünyaya bakış açımızda, kutsal metinleri yorumlayış tarzımızda bir dönüşüm gerçekleştirebilirsek -ki; en önemli değişim kafada başlıyor- geleceğe umutla bakabiliriz.” Rektör Acar’ın konuşmasının ardından kürsüye gelen Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, herkesin gözü önünde Rabia katliamının yaşandığını, çoluk, çocuk ve kadınların şehit edildiğini, yine herkesin gözü önünde 529 kişi hakkında idam kararı verildiğini söyledi. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan), İsmailiye Kentinde Hasan El Benna tarafından 85 yıl önce kurulduğunu belirten İşbilir, teşkilatın zamanla küresel bir hareket olduğunu söyledi. Batılı ülkelerin, İslam ülkelerini bir satranç tahtası gibi gördüklerini dile getiren İşbilir, şunları kaydetti: “Nerede at, fil, vezir ve şah var, bunların hesaplarını yapıyorlar. Bunların sonucunda bakıyoruz ki; işgal edilen, yağmalanan, sömürülen, kaosa sürüklenen, diktatörlere mahkûm edilen yine bizim dünyamız oluyor. Cezayir’de seçimler yapılmadı mı? Yapıldı. Neden kazanana tahammül etmediniz? Hani demokrasi çok önemliydi? Gazze’de yapılmadı mı? Yapıldı. Neden kazanana tahammülünüz yok? Mısır’da seçim yapılmadı mı? Yapıldı. Neden tahammül edemediniz? Bıraksaydınız, başarısız olsaydı. Zaten bütün öngörülere göre, Mısır’a kim gelirse gelsin başarısız olacaktı. Ekonomik veriler bunu gösteriyordu. Siz, bir milletin rüyasını yok ettiniz. Bir sonraki neslin rüyalarını yerle bir ettiniz.” İşbilir, Mısır’da darbe karşıtı 529 kişi hakkında bir ceza mahkemesinin idam kararı verdiğini anımsattığı konuşmasına şöyle devam etti: “Mısır’da tüm mahkeme 20 dakika sürdü. Dakikada 26 idam kararını onayladı. 680 küsur sanık hakkında da idam kararı var. Mısır, tarihinde böyle bir şey görmedi. Mısır, en gaddar adamları bile gördü ama böyle bir şey görmedi. Medya falan yoktu o zamanlar. Şimdi medya da var. Örneğin, Bangladeş’te de idamlar oldu. Türkiye, o idamlar olmasın diye uğraştı. Bangladeş hükümeti geri adım atmadı. Bangladeş’i, Mısır’ı ve Türkiye’yi kaosa sürükleyeceklerini bildikleri halde niçin bunları yaptırıyorlar? Nedeni çok açık; İslam dünyasının toparlanmasını istemiyorlar. İslam dünyasının, din-devlet, cemaat-iktidar ilişkilerini çözememesini istiyorlar. İslam dünyasının, o psikolojik gerilimden kurtulamamasını istiyorlar.” Konferansı akademisyenler ve öğrenciler takip ederken, katılımcılar konferansın düzenlenmesinde emeği olanlara teşekkür ettiler.
9293,99%2,90
34,48% 0,06
36,42% 0,23
2953,86% 0,65
4949,95% 0,45
Aksaray
21.11.2024