Aksaray Milletvekili Ayhan Erel;Attila'nın Torunları, Büyük Turan'ın Değerli Parçası, Hun Türklerinin Ülkesi Macaristan'a, Attila'nın Torunlarına Selam Olsun
Aksaray Milletvekili Ayhan Erel Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şunları söyledi. Acılarına yıllardır gözyaşı akıttığımız, ayağına taş değdiğinde acısını yüreğimizde hissettiğimiz, milyonlarca paralarımızı harcadığımız, dünyayı karşımıza aldığımız Filistin, sözde Müslüman ülkelerden oluşan Arap Birliğiyle beraber utanmadan Türkiye'yi sert bir şekilde kınarken Avrupa Birliği Barış Pınarı Harekâtı'nı kınama girişimini "Ülke sınırlarını savunabilir." diyerek terörle mücadelemizi destekleyen Attila'nın torunları, büyük Turan'ın değerli parçası, Hun Türklerinin ülkesi Macaristan'a, Attila'nın torunlarına selam olsun.
Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan olunca dünyanın şah damarını keseriz. Turan elleri var olsun, düşmanlar kahrolsun, Tanrı Türk'e yâr olsun, Attila'nın torunlarına bir kez daha selam olsun.
Milliyetçiliğin yerine ümmetçiliği ikame edenlerin, bu durumu bir kez daha bilgilerine sunmak istiyorum. Bu kürsüden kahraman Türk ordusunun kuzey Suriye'ye yapmış olduğu harekât karşısında, bazı hatipler Türk ordusunun şanına, tarihine yakışmayacak şekilde söylemlerde bulunmuşlardır.
PKK'LI TERÖRİSTLERİN SİLAHLI MÜCADELESİNİN HAKLI GÖREN ANLAYIŞI LANETLİYORUM
Yıl 1993, Baykan'ın Derince köyü, okul bahçesi, 22 kişi, 13'ü çocuk, içlerinden biri daha bebek. Aralarında Serkan Erdem adlı çocuk, hainlerin kurşunlarıyla daha bebek yaşta anasının kucağında, ağzında süt kokusuyla toprağın bağrına giriyor.
2 Ağustos 2018, 11 aylık Bedirhan; o da kundağını kefen yaparak bu dünyaya veda ediyor.
Bu ülkede tam 140 öğretmenimiz insan aklının sınırlarını zorlayan bir vahşetle PKK tarafından katlediliyor, işkence yapılarak, bedenleri parçalanarak; tıpkı öldürüldükten sonra bayrak direğine asılan İsmail öğretmen gibi.
Bismil'de, 22 yaşında, okulu, öğrencileri bir çiçek bahçesi gören öğretmenimiz, babasının gözleri önünde dövülerek, sürüklenerek, dağa çıkarılıp sayısız kurşunları bedeninde bularak öldürüldü Neşe öğretmen.
Yine, öğrencilerinin gözleri önünde dövülüp, ilkokul çocuklarının önünde kurşuna dizilip kafası kesilen Mehmet Saygı güder öğretmenimiz gibi.
Ve son örnek, Tunceli'de görme engelli ilkokul çocuklarımızı eğiten Dilay Kerman'ın, eşiyle beraber uzun namlulu silahlarla taranarak katledilmesi gibi.
Peki, bu öğretmenler, bu savunmasız bebeler, elinde kaleminden başka silah olmayan bu insanlar katledilirken bugün feryat figan eden insanlar acaba o gün niye sessiz kaldılar diye sorgulamak istiyorum. Gencecik, savunmasız, masum insanlarımızın ölümü üzerinden hak mücadelesi verdiğini ve demokratikleştiğini sanan, kanlı vahşete hümanizm elbisesini giydiren, şehitleri unutup PKK'lı teröristlerin silahlı mücadelesinin haklı olabileceğini söyleyen kirli anlayışı bir kez daha lanetliyorum.