Menü
Ak Parti İl Başkanı M. Fatih Yıldırıcı yazılı yayınladığı basın bildirisinde; "13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde gerçekleşen maden faciası bizleri çok derinden yaralamış ve üzmüştür. Kaza anından itibaren yerelde teşkilatımız mensupları ve devletimizin imkânları, bir müddet sonra da Bakanımız Sayın Taner Yıldız liderliğinde tüm yetkili organlar ve imkânlar seferber edilmiştir. Zamanında yapılan doğru hamleler ile facianın daha korkunç rakamlara ulaşmasının önüne geçilmiştir. Allah’tan madenci şehitlerimize rahmet, kalanlara da sabır diliyoruz. Hükümetimiz kaza sonrası gerek madendeki kurtarma çalışmalarında, gerek kazazede ailelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasında gerekse bir daha böyle faciaların olmaması adına meclis çalışmalarında da üzerine düşen görevleri yerine getirmiştir ve getirmeye de devam edecektir. Biz bunları yaparken kutsal ittifak ne yaptı? Maalesef muhalefetteki kutsal ittifak, 301 şehit acısı üzerinden günlerce düzmece haberler yayınlayarak, provakatif eylemler düzenleyerek prim yapmaya çalıştılar. AK Parti’ye muhalefet etmek, karşısında olmak insanların bireysel tercihi, bunu kimsenin eleştirmeye hakkı yok. Ancak Soma’daki acılı, yüreği yanan ailelerin üzerinden provokasyon yapmak, yalan haberler üzerinden kamuoyu algısı oluşturmaya çalışmak, muhalefet yapmak değildir. Facianın yaşanmasından bir gün sonra Başbakanımız Erdoğan, Soma’ya gitmiş, olay yerinde incelemelerde bulunmuş ve madenci aileleriyle görüşmüştür. Daha sonra madenci yakınları olarak lanse edilen ancak otobüslerle şehir dışından gelen tamamen provokatörlerden oluşan bir grup tarafından protesto edildi. Bu arada, Başbakanımızın bir market içinde madenci yakını Taner Kuruca adında bir gence yumruk attığı iddia edildi. Kuruca daha sonra yaptığı açıklamada, “Başbakan Erdoğan’ın kendisine vurmayı bırakın, tartaklamak isteyen korumalardan koruduğunu, durumu manşetlerine taşıyan gazeteleri ve internet sitelerini arayarak doğruyu anlatmak istediğini ancak kimsenin dinlemediğini” açıkladı. Bu açıklama kimilerinin hoşuna gitmedi, onlar bu sözlere değil senaryosunu yazdıkları sözde tiyatroya inandılar. Başbakanımızın “Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var.” Sözleri öyle çarptırıldı ki. Soma faciasını bu sözlerle açıklamaya çalışıldığı iddia edildi. Hükümetimizin yapmış olduğu çalışmalar ile konuşarak değil gayret göstererek, çaba sarf ederek sonuca ulaşılır düsturunu ispat ettiğimizi görmediler. Duyduklarına değil duymak istediklerine göre amel ettiler. İnanç konusunda bizden uzak kendilerine yakın maden sahibini yandaş madenci ilan ederek, korunduğunu iddia edecek kadar acze düştüler. Maden sahibini Ak Parti ile ilişkilendirmek aczi yetinde bulundular ama gerçek kısa sürede ortaya çıktı ve işletmecinin uzaktan yakından Ak Parti ile ilgisinin olmadığı anlaşıldı. Aslında burada mesele olayın nasıl gerçekleştiği değil birilerinin olayı nasıl görmek istediği ve kamuoyunu da kendi görmek istedikleri gibi yanlış yönlendirmek istemeleridir. 40 yıldan beri süren, binlerce şehit verdiğimiz ve milyarlarca lira para akıttığımız sözde kürt sorunu bahaneli PKK terör örgütü ile mücadelemiz hız kesmeden devam ediyor. Geldiğimiz noktada binlerce kere şükür ki son bir yıldır şehit haberleri duymuyoruz. Analar ağlamıyor, silahlı mücadeleye harcadığımız para bölgenin gelişmesi için kullanılıyor. Yeni fabrikalar açılıyor, iş sahaları oluşturuluyor, tarım gelişiyor, hayvancılık gelişiyor. Bir zamanlar kimsenin çıkamadığı dağlar, gidemediği vadiler turizme açılıyor. Bu gelişmelerden elbette birileri rahatsız oluyor. Kimler mi? PKK terör örgütüne maşa olarak kullanan ülkeler, kargaşadan, kaostan, terörden beslenen siyasetçiler, bölgesel rantı ellerinden kaçırmak istemeyen zatlar. Bugünlerde yaşanan çocuk kaçırma olayı ve yol kapatma olayı da bu huzurlu dönemi provoke etmeye çalışanların icraatları. Dikkat edilirse ilk defa anneler bu kaçırılma olayı karşısında eylem yaptılar, gelinen bu noktayı atlamamak lazım. Bu noktada hükümet olarak gerekli tüm adımları atıyoruz. Gelinen ve gelinecek noktalarda bunun ispatı olacaktır. Türkiye’nin Ak Parti iktidarı ile hem içeride hemde dışarıda yakaladığı başarıyı hazmedemeyen zihniyet, her türlü zemin ve ortamda hükümetimizi yıpratma adına farklı söylemler içinde olmuşlardır. Önümüzde Türkiye açısından çok önemli olan ve ilk defa yaşanacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde milletimiz kendi cumhurunu kendi seçecektir. Recep Tayyip Erdoğansız Türkiye hedefleyen muhalefet ve bazı güçler asla ama asla hedefine ulaşamayacaktır, çünkü Ak Partinin ve Sayın Başbakanımızın yanında daima milletimiz olmuştur ve İnşallah da olmaya devam edecektir," dedi.
