Türkiye genelinde 12 Temmuz 2010 tarihinde hayata geçirilen Aile Hekimliği Sistemi, 15. yılını geride bıraktı. Ancak sağlık çalışanlarının yoğun özverisiyle sürdürülen bu sistem, giderek artan bürokratik baskılar ve iş yüküyle kritik bir noktaya geldi. Aksaray Aile Hekimleri Derneği (AKAHED) Başkanı Dr. H. Şenol Atakan, yayınladığı basın açıklamasında mevcut uygulamalara sert eleştirilerde bulundu.
“SİSTEM CEZALANDIRMA ÜZERİNE KURULMUŞ”
Dr. Atakan, son yıllarda sık sık değiştirilen ve çalışanları cezalandırmaktan başka amaca hizmet etmeyen mevzuatların aile hekimliğini çıkmaza sürüklediğini belirtti. “Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, aile hekimliği sistemi sağlıkta dönüşümün temel taşlarından biridir. Ancak gelinen noktada, sistem yük olmaktan öteye geçememektedir.” dedi.
SAHA GERÇEKLERİ GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Son yayınlanan yönetmelikle birlikte aile hekimliğinde çözüm beklenen birçok sorunun göz ardı edildiğini belirten Atakan, “Yönetmelik süslenip geri getirilmiş, değişen sadece birkaç başlık olmuştur. Geçmişte olduğu gibi ‘6 ay hasta gelmedi’ diye kesinti devam etmektedir. Hatta bazı hasta grupları için bu süre 3 aya kadar düşebilmektedir.” açıklamasını yaptı.
“GERÇEKLER YANSITILMIYOR”
Dr. Atakan, bazı sendikaların ve medya organlarının kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini belirterek şunları söyledi:
“Sarı sendikalar halkı ve çalışanları yanıltıcı açıklamalar yapıyor. Mevzuat değişikliklerinin sahadaki etkisini bilmeden ‘büyük kazanımlar’ gibi göstermeye çalışıyorlar. Oysa gerçekler çok farklı.”
“MAAŞ KAYIPLARI DEVAM EDİYOR”
Aile hekimlerinin her ay ne kadar maaş alacağını önceden kestiremediğini dile getiren Atakan, ücretlerin onlarca kriter, formül ve hesaplama üzerinden belirlendiğini vurguladı. “10 günlük bebeğin bile hekime gelmemesi maaş kesintisine sebep olabiliyor. Bilimsel olmayan, etik dışı bu sistem kabul edilemez.” dedi.
“TEK KALEM ÜCRET TALEBİ”
AKAHED Başkanı Atakan, hekimlerin maaşlarının onlarca kalemden hesaplanmak yerine tek kalem ve emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmesini talep ettiklerini belirtti. Ayrıca hemşire ve ebelerin iş yüklerinin azaltılması gerektiğini, nöbet sisteminde iyileştirme yapılmadığını ve aile sağlığı merkezlerinin tüm giderlerinin hekimlerce karşılanmasının sürdürülemez hale geldiğini ifade etti.
“VATANDAŞ DA MAĞDUR, HEKİM DE”
Yönetmelik değişikliğiyle birlikte 3.500 kişilik nüfus sınırının kaldırılmasının ardından, daha önce kayıtlı hastaların başka hekimlere aktarılması nedeniyle birçok hekimin gelir kaybı yaşadığına dikkat çeken Atakan, “Vatandaşın bile haberi olmadan yapılan bu değişiklikler mağduriyet yaratmaktadır.” diye konuştu.
“MASA BAŞINDA DEĞİL, SAHADA DÜZENLEME”
Açıklamasının sonunda çözüm önerilerine de yer veren Atakan, şu ifadeleri kullandı:
“Aile Hekimliği Sistemi’nin geleceği için düzenlemeler mutlaka sahadaki hekimlerle, derneklerle istişare edilerek yapılmalıdır. Uygulayıcının benimsemediği hiçbir düzenleme başarıya ulaşamaz. Sağlık Bakanlığımızın, sistemin en önemli unsuru olan aile hekimlerini muhatap alması hayati önem taşımaktadır.”
Dr. Atakan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Her bireyin bir gün hizmet alacağı bu sistemin korunması ve geliştirilmesi hepimizin sorumluluğudur. Geleceğe bırakacağımız en büyük miras, güçlü ve sürdürülebilir bir sağlık sistemidir. Bu da ancak etkin bir aile hekimliği modeliyle mümkündür. Bizler bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız.”