Tarih: 07.10.2019 16:19

Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri Tacettin Ural: Gazetecilik Bir Tutkudur

Facebook Twitter Linked-in

Adalet Bakanlığı’nda Basın Müşaviri olarak görev yapan, bunun yanında çok sayıda gazete ve televizyon temsilciliği görevi bulunan ve Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Misafir Öğretim Üyesi olarak ders veren Tacettin Ural, gazetecilik mesleği hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

- Gazetecilik Mesleğinin Büyük Bir Tutku İle Yapılması Gerekiyor -

İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Nurcan Ede ile bir mülakat gerçekleştiren Ural, Gazetecilik Bölümü öğrencileri ile “Haber ve Söylem” dersinde bir araya geliyor; mesleki deneyim ve birikimlerini paylaşıyor. 1990 yılından bu yana profesyonel olarak gazetecilik mesleğine devam eden Ural, hem Ankara’da hem de İstanbul’da çeşitli gazete ve televizyonların temsilcilik görevlerinde bulunan bir isim. Parlamento muhabirliği ve haber istihbarat şefliği görevlerinde de bulunan Ural, Adalet Bakanlığı Basın Müşavirliği görevini sürdürmeye devam ediyor. Kendisini “alaylı” bir gazeteci olarak tanımlayan Ural, Tercüman gazetesinde çalıştığı dönemde Ahmet Kabaklı, Beşir Ayvazoğlu ve Ergun Göze gibi usta gazetecilerden istifade etmeye çalıştığını belirtti. Ural, gazetecilik mesleğinin büyük bir tutku ile yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Eskiden gençler artist olmak için evden kaçarlardı. Ben ise gazeteci olmak için evden kaçtım. Gazetecilik mesleği böyle tutkulu bir meslek. Amatör olarak başladığım yıllarda sadece küçük bir haberimin kültür sanat sayfasında yer alması bile beni mutlu etmeye yetiyordu” dedi.

- Teorik Bilginin Gerçek Hayat Deneyimi İle Bütünleşmesi Önemli -

İletişim fakültelerinde öğrenilen teorik bilginin gazetecilik pratiğine katkı sağladığını ifade eden Ural, “Zaman zaman akademi ile sektör arasındaki dengenin adeta çeliştiği ve teorinin pratiğe istenildiği şekilde yansıtılamadığı söyleniyor. İletişim fakültelerinde hocalarımız bu mesleğin kavramsal temelleri üzerinde duruyorlar. Bu noktada ifade etmek gerekir ki; zaman zaman sahadaki uygulamalar ile teorinin çakıştığı durumlar söz konusu olabiliyor. Ancak, bizler biliyoruz ki teorik bilgi ve uygulama her zaman birbirini destekler. Buradaki dengeyi kaçırmamak gerekiyor. Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin Ortak Eğitim Programı bu açıdan çok kıymetli. Teorik bilginin gerçek hayat deneyimi ile bütünleştiği bu eğitim programı ile akademi ve piyasa arasındaki iş birliğinin artması mümkün” dedi.

- Söylem, Gazetecinin Duruşunu Ortaya Koyabilir -

Misafir Öğretim Üyesi olarak Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencileriyle ‘Haber ve Söylem’ dersinde bir araya geldiğini ifade eden Ural, bir gazetecinin söyleminin aslında habere bakış açısını da ortaya koyabileceğini belirtti. Ural, “Ben gazetecinin tarafsız olacağına inanmıyorum. Çünkü herkesin bir kültürel, sosyal, ideolojik bir birikimi söz konusu. Tüm bu arkaplan elbette yazdığımız habere yansıyacak. Ancak, burada fanatikliğe düşmeden mesleği icra etmek oldukça önemli. Gazeteci bir haberi yaparken orada bir sorun olduğunu da göstermeye çalışan kişidir. Bu bakımdan haberde söylemin önemi oldukça büyüktür. Ustalarımız bizlere, ‘haberi steril hazırlayın’ derdi. Burada gazetecinin kendi görev ve sorumluluklarını da bilmesi gerekiyor. Gazeteciliğin belirli ilkeleri var. Bu ilkelere uygun hareket edildiğinde neredeyse kutsal bir görev icra ediliyor. Söylemini iyi belirleyemeyen ya da etik açıdan problemli bir gazeteci, toplumsal çalkantılara da yol açabiliyor” şeklinde konuştu.

- Televizyon İzleyicilerinin Doğru Bilinçlendirilmesi Amaçlanıyor -

Adalet Bakanlığı ve Türk dizi sektörü arasındaki Hizmet Yerleştirme uygulamasından söz eden Ural şunları kaydetti: “Türkiye’de kamu spotları izleyici açısından oldukça didaktik görülüyor. Maalesef yayıncı kuruluşlar da kamu spotlarını karlı görmedikleri için geç saatlerde yayınlıyorlar. Biz de Adalet Bakanlığı Basın Müşavirliği olarak duruma bir alternatif geliştirdik. Tıpkı Ürün Yerleştirme uygulamaları gibi Hizmet Yerleştirme uygulamalarını gündeme getirdik. Bu aşamada dizi sektörü yapımcıları ile sık sık temas kuruyoruz. Çocuklar Duymasın, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Arka Sokaklar ve Avlu dizilerinin yapımcı ve yönetmenleri ile bir araya geldik. Bu dizilerin bazılarında arabuluculuk, uzlaştırma, adli görüşme odaları, cezaevlerindeki iş yurtları vasıtasıyla yapılan üretimler, meslek öğrenen ya da eğitim alan hükümlü ve mahkûmlar gibi konular işlendi, bazılarında da işlenecek. Bu proje ile hafta sonları nöbetçi noter uygulaması ve daha pek çok şey hakkında izleyicilere doğru bilgi aktarılmış oluyor.”

- Medya, Yargı Organlarının İdari Faaliyetlerinin Duyurulmasında Önemli -

Ural, Adalet Bakanlığı Basın Müşavirliği olarak, yargı organlarının idari nitelikteki faaliyetlerinin duyurulmasında ve haber konusu yapılmasında, haber değeri bulunan hususların basın ve kamuoyuyla paylaşılmasında, hassas bir dengenin gözetilmesi gerektiğini belirtti. Yargıya ilişkin haberlerin diğer haber türlerine göre daha fazla hassasiyet gerektirdiğini belirten Ural, yanlış yapılmış bir haber sonrasında kriz çıkabileceğini, hatta o haberin infiale bile neden olabileceğini ifade etti. Kamuoyunu ilgilendiren haberlerin doğru ve kontrollü bir şekilde verilmesi çok önemli olduğunu vurgulayan Ural, kurumsal mahremiyet ile haber alma hakkı arasındaki dengenin iyi kurulmasını, bu noktada hizmet içi eğitimin çok önemli olduğunu ve kurumlar ile medya arasındaki ilişkinin karşılıklı güven ilişkisi çerçevesinde inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

 - Gazeteciler, Yaptıkları Mesleğin Kıymetli Olduğunu Bilsinler -

Son olarak gazeteci adaylarına tavsiyelerde bulunan Ural, “Hangi işi yaparsanız yapın vicdanı ve insafı göz ardı etmemek gerekiyor. Bu durum gazetecilikte daha önemli. Gazeteciler yaptıkları mesleğin kıymetli olduğunu bilmeli. Yanlış yerde kullanacağınız küçük bir cümle ya da doğruluğunu test etmeden söylediğiniz küçük bir iddia farklı yerlere gidebilir. Gazetecilik mesleğini gelecekte icra edecek olan öğrencilerimize Türkçeyi ve yazım kurallarını iyi öğrenmeyi okumayı içselleştirmeyi aşılamamız gerekiyor. Ayrıca, medyada kullanılan teknik ekipmanlara ilişkin öğrencilerimize gerekli eğitimleri verebilmeliyiz. Çünkü piyasada kıyıcı bir yarış var. İletişim fakültelerinin sayısı arttı. Gençlerimiz kendini olabildiğince geliştirmeli ve yetiştirmelidir” ifadelerinde bulundu.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —