Abbas Satır

Tarih: 15.07.2025 00:22

GİZEMLİ PORTRE: BESE HOZAT KİMDİR?

Facebook Twitter Linked-in

 

GİZEMLİ PORTRE: BESE HOZAT KİMDİR?

 

 

Türkiye'nin 47 yılı aşkın süredir süren terörle mücadelesinde yeni bir dönem başlıyor. PKK’nın silah bırakma kararı aldığı yönündeki görüntüler, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıdı. Ancak bu görüntülerde asıl dikkat çeken, silahların gömülmesi ya da teslim edilmesi değil; örgüt mensuplarının bir okul müsameresini andıran törenle silahlarını yakması ve bu koreografiydi.

Başrolde yer alan bir kadın figürüydü: Bese Hozat.

Silahlı 30 kişilik grup –15’i kadın, 15’i erkek– militan düzeniyle mağaradan çıktı, dev kazanda silahlarını yaktı ve sonra aynı düzenle mağaraya döndü. Törenin ritmi, disiplini ve sunumu, yalnızca bir siyasi mesaj değil, aynı zamanda bir medya stratejisi içeriyordu. Ve bu mesajın en görünür yüzü, örgütün önde kabul edilen kadın terörist Bese Hozat’tı.

Peki kimdir bu kadın? Bu kadar önemli bir figür, neden şimdi ön plana çıkarıldı?

Gerçek adı Hülya Oran olan Bese Hozat, 1978 doğumlu. Tunceli’nin Hozat ilçesine bağlı Taner köyünde, yoksul ve kalabalık bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Dokuz kardeşten yedincisiydi. İlköğrenimini köyünde tamamladıktan sonra ortaokul ve liseyi Kayseri'de okudu. Hayatının dönüm noktası, 1994 yılında henüz 16 yaşındayken PKK’ya katılması oldu.

“Bese Hozat” kod adını, Dersim İsyanı sırasında idam edilen Seyit Rıza’nın eşi Bese’den ve örgüte katılmadan kısa süre önce ölen bir kadın militanın adından esinlenerek seçtiği biliniyor. Bu tercihin, hem tarihsel hem de duygusal bir bağ taşıdığı söyleniyor.

Kürt hareketine(*) olan bağlılığı, yalnızca ideolojik değil, kişisel intikamla beslenmiş. Kendisinden bir yıl sonra örgüte katılan kız kardeşi Nuray Oran, 1997 yılında Türk Askerleriyle giriştiği çatışmada etkisiz hale getirilmiş.

Bu olayın ardından, babası Hasan Oran'ın da vefatı, Hülya Oran’ın Kandil’e geçişine ve örgüt içindeki yükselişine zemin hazırlamış. Kayıplar, onun örgüte daha sıkı bağlanmasına neden olmuş.

Daha sonraki yıllarda PKK içinde özellikle kadın yapılanmalarında aktif görevler üstlenir. Bu yönüyle, kadın mücadelesini yalnızca örgütsel değil, ideolojik bir araç olarak da kullandığı görülüyor. 2013 yılında, Cemil Bayık ile birlikte KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı görevine getirilmiş. Bu pozisyon, yalnızca örgüt içinde değil, Kürt hareketi açısından da son derece stratejik bir görev olarak kabul edilmiş.

Bese Hozat, Sabah Gazetesi muhabiri Müjgan Halis’e verdiği röportajda, kadın özgürlüğünü “ideolojik bir sorun” olarak tanımlamış ve “kadının tarihsel köleleştirilmesinin” toplumun genel eşitsizliklerinin temelinde yattığını savunmuş. Ona göre kadın, yalnızca ailede değil, devlet yapısında da bastırılmış bir figürdü. Bu durumu değiştirmek için verilen mücadelenin, sadece kadınlar için değil, tüm toplum için dönüştürücü olacağına inanıyor.

Bese Hozat’ın çizgisi, örgütün ideolojik evrimiyle de örtüşüyor. PKK’nın 1990’ların sonundan itibaren “bağımsız Kürdistan” talebinden uzaklaşıp “demokratik özerklik” modeline yönelmesinde, onun da katkısı olduğu söyleniyor.

Hozat, Türkiye sınırları içinde çözümün mümkün olduğunu savunuyor. Ancak bu çözümün; kimlik, kültür, dil ve yerel yönetim alanlarında geniş haklar tanınmasını içermesi gerektiğini vurguluyor.

Hozat, yalnızca Türkiye’ye değil, bölgeye dair de net bir bakış açısına sahip. Suriye, İran ve Irak’taki Kürt varlığının bütüncül şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, bu dört parçalı coğrafyanın kaderinin birbirine bağlı olduğunu belirtiyor.

Bese Hozat, Batı’ya ve özellikle Avrupa ülkelerine karşı da eleştiriler yöneltiyor. Kürt meselesinin çözümüne sözde destek verildiğini ancak pratikte bu desteğin sınırlı kaldığını ifade ediyor. Ona göre, bölgesel dengeler ve enerji politikaları, Kürt meselesinin önünde bir bariyer oluşturmaya devam ediyor.

Silahların yakıldığı törende başrolde görünmesi, yalnızca bir örgütsel hiyerarşi meselesi değil, aynı zamanda bir mesajdır. “Mücadele artık erkeklere ait değil, kadınlar da ön planda” söylemi, örgütün yeni dönem stratejisinin bir parçası gibi sunuluyor.

Aynı zamanda, kamuoyuna barışçıl, kararlı ve ideolojik bir lider profili çizilmek isteniyor. Fakat dikkat edilirse Bese Hozat gibi diğer PKK teröristler silahlarını yakarken yüz ifadelerine dikkatli bakıldığında bundan hiç de memnun olmadıkları görülüyor.

Ama şu unutulmamalıdır: Bese Hozat, yalnızca bir figür değil, terörün de bir yöneticisidir. Yıllardır süren kanlı eylemlerin, şehir savaşlarının, kırsaldaki pusuların ve hendek olaylarının karar mekanizmalarında yer almış bir isimdir.

Onun portresine yalnızca barış mesajlarıyla değil, geçmişin hesabıyla da bakmak gerekir.

Bese Hozat, belki de PKK’nın son “mistik” figürlerinden biri. Hem kadın olması hem de ideolojik arka planı ile farklı bir profil çiziyor. Ancak barış görüntülerinin ardında hâlâ çözülmemiş birçok düğüm var. Törenler, semboller ve söylemler önemli olabilir; ama asıl olan, bu coğrafyada bir daha gözyaşı dökülmemesi için gerçekten silahların susmasıdır. Ve bu, yalnızca Hozat’ın değil, tüm tarafların samimiyet testi olacaktır.

Biraz derin düşünmek gerek !

(*)Editörün Notu

==================

1978'de kurulan pkk bir Kürt hareketi değil dir.

Çoğunluğu Kürtlerden oluşan bir terör örgütüdür ve bundan dolayı bu örgüte “Kürt harekete denilemez.” Tıpkı mensupları, Arap, acem veya Türk olan diğer terör örgütlerinin mensupları gibi pkk'da çoğunluğu Kürtlerden oluşan bir terör örgütüdür.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —