Aksaray'ın endüstriyel geçmişinin en önemli simgelerinden biri olan Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi, Avrupa'nın önde gelen kültürel miras ağlarından Avrupa Endüstriyel Miras Rotası'na (ERIH) resmen dahil edildi. Ahiler Kalkınma Ajansı (AHİKA) koordinasyonunda ve Aksaray Belediyesinin başvuru sahipliğiyle yürütülen süreç başarıyla sonuçlanarak, kentin endüstriyel mirası ilk kez uluslararası bir kültür rotası ağına entegre edilmiş oldu.
1924 yılında yerel girişimciler tarafından kurulan Azm-i Milli Un Fabrikası, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında sanayileşme sürecine önemli katkılar sağladı. Kendi enerjisini üreten nadir tesislerden biri olan fabrika, bünyesindeki hidroelektrik santrali ile döneminin modern üretim anlayışına örnek teşkil etti.
Un üretiminin yanı sıra kepek ve kırık buğday üretimi yaparak bölgedeki hayvancılığı da destekleyen tesis, 1997 yılında üretimi durdurdu. Aksaray Belediyesi tarafından AHİKA desteğiyle restore edilen yapı, 2012 yılında müze olarak ziyarete açıldı. Bugün müze; orijinal makineleri, üretim alanları, arşiv belgeleri ve kadın iş gücüne dair kayıtlarıyla kentin teknik ve sosyal tarihine ışık tutuyor.
1987'de Avrupa Konseyi tarafından başlatılan Kültür Rotaları Programı kapsamında tanınan ERIH, sanayi tarihini ve üretim kültürünü temsil eden destinasyonları bir araya getiren en kapsamlı uluslararası ağlardan biri olarak biliniyor. Program, Avrupa ülkeleri arasında kültürel iş birliğini artırmayı ve sürdürülebilir kültür turizmini desteklemeyi amaçlıyor.
Ağa dahil olan kurumlar; tematik etkinlikler, ortak projeler, bilimsel çalışmalar ve uluslararası tanıtım faaliyetlerinden oluşan geniş bir iş birliği platformuna erişim sağlıyor.
Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi'nin ERIH ağına katılmasıyla birlikte:
Üyelik sayesinde müze, ERIH'in resmi web sitesi ve sosyal medya platformlarında yer alarak uluslararası ziyaretçi trafiğini artırma fırsatı yakalayacak.
Aksaray'ın ERIH ağına kabul edilmesi, kentin marka değerini yükselten önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bölgenin endüstriyel ve kültürel mirasının daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacak bu gelişme, uluslararası iş birlikleri, ortak projeler ve kültürel organizasyonlar açısından da yeni kapılar açacak.